Kia Yedek Parça - Parça Ofisi LPG KABLO

Sizce neden üretmiyoruz, her sektörde dışa bağımlıyız?

'Sohbet' forumunda maminci tarafından 25 Kasım 2011 tarihinde açılan konu

  1. maminci

    maminci Ralli Pilotu

    Katılım:
    21 Ekim 2010
    Mesaj:
    1.494
    Alınan Beğeniler:
    10
    Şehir:
    Malatya
    Gerçek Ad-Soyad:
    Mehmet Aminci
    Araç Modeli:
    Toyota corolla
    Konu otomobili de aşan bir konu ama bu kadar genç nufusu olan, bu kadar potansiyeli, işsizi olan bir ülke neden üret(e)mez de çoğu şeyi satın alır?
    Neden insanlar sözgelimi 'alman teknolojisi' derken kendisi üretmiş gibi kasılarak söyler de hiç rahatsız olmaz?

    Konu nerden çıktı diye merak eden olursa:
    Eski aracım golf4 tü, onun forumunda alfaromeo guilietta nasıl bir araç diye konu açtım, gide gele konu 'üstün alman teknolojisi' ve 'kalitesiz italyan teknolojisine' döndü, tabi bizim Türk olup üstün de olsa altın da olsa ikisine de bağımlı olduğumuz unutuldu..

    Sorum da bu işte, el oğlu iyi ya da kötü olabilir ama daha üzücü olan bizim hem iyi hem de kötüye muhtaç olmamız, şu an bulunduğumuz forumun başlığı bile markanın kökeniyle, yazımıyla bize ait değil, 'kiaclup'! ...
     
  2. ReNe

    ReNe Super Moderator Super Moderator

    Katılım:
    12 Mayıs 2011
    Mesaj:
    8.460
    Alınan Beğeniler:
    2.112
    Şehir:
    İSTANBUL
    Gerçek Ad-Soyad:
    Murat Çaşkurlu
    Araç Modeli:
    BMW 116 D 1.5l 8 ileri Zf
    Hiçbir ülke yoktur ki içerisinde bizimki kadar çok hain bulundurmamıştır , bence Devrim projesi başarılıydı ve devam edilmeliydi biz treni fena kaçırdık ama ilk 10 girme gibi bir hedef belirlemek artık zor olsa bile otomobil üretmek zor değil , çinde ne firmalar atolye gibi ne fabrikalarda otomobil üretiliyor şaşarsınız valla . Yakında bir girişim olacak sanıyorum merakla bekliyorum ...
     
  3. maminci

    maminci Ralli Pilotu

    Katılım:
    21 Ekim 2010
    Mesaj:
    1.494
    Alınan Beğeniler:
    10
    Şehir:
    Malatya
    Gerçek Ad-Soyad:
    Mehmet Aminci
    Araç Modeli:
    Toyota corolla
    Evet Devrim Arabaları ile hondanın otomobil macerasına başlamasının arasında sadece birkaç yıl var, ikisinin de son durumu ortada, bunda bir bit yeniği olmalı?
     
  4. oguz

    oguz Sürücü

    Katılım:
    28 Ocak 2011
    Mesaj:
    222
    Alınan Beğeniler:
    0
    Şehir:
    istanbul- anadolu
    bizde günü kurtarmak var. malesef bu ruhumuza işlemiş.
    araba üretmeye başlamak ve bu üretimi kaliteli hale getirmek demek minimum 10-15 sene. araba ithal etmek 1 ay. daha kolay ve ucuzumuza geliyor. bu örnek genişletilebilir, yol, bina vs vs
    ama ben ve benden sonraki jenerasyonlardan umutluyum. dediğiniz gibi en büyük sermayemiz genç nufusumuz.
     
  5. maminci

    maminci Ralli Pilotu

    Katılım:
    21 Ekim 2010
    Mesaj:
    1.494
    Alınan Beğeniler:
    10
    Şehir:
    Malatya
    Gerçek Ad-Soyad:
    Mehmet Aminci
    Araç Modeli:
    Toyota corolla
    Arkadaşlar insanlar kalıpları kırınca yaşamdaki tercihleri de değişiyo, yukarıda yazmıştım ya aynı konuyu vw sitesinde de açtım diye, oradan da sürekli izliyorum, bir alman hayranlığı görmeyin, gerisini düşünen yok.. Kia markasını tercih edenler marka saplantısından kurtulmuş, daha mantıklı değerledirmeler yapıyolar sanki..
     
  6. volkman

    volkman Usta Sürücü

    Katılım:
    17 Şubat 2011
    Mesaj:
    473
    Alınan Beğeniler:
    4
    Şehir:
    Konya
    Valla, güzel konu ama bence araba üretmekle iş bitmiyor. Herkes devrimi hatırlıyor. Her ne kadar samandan yapılmış olsa da Anadol diye bir markamız da vardı bir zamanlar. Rahmetli Vehbi Koç, böyle bir maceraya girmişti. Onun da sonu hüsran olmuştu.

    Türkiye bir araba üretse, ki eksikleri olacaktır, hemen eleştiri okları yağacaktır. hevesi olan bile almayacaktır. En basitinden gelecek eleştirilerden biri şöyle olacak;"25.000 TL ye Türk arabası alacağıma 50.000 TL ye kalitesi oturmuş, kendini kanıtlamış vw alırım. Hem de üstün alman teknolojisi...".

    Sıfırdan araba üretmek için devletin büyük teşvikleri gerekiyor, yoksa hiçbir işadamı milyarlarca dolar parayı bir macera için sokağa atmaz. Devlet elini taşın altına sokarsa, ancak o zaman üretim düğmesine basılacak, anketler yapılıp, ortaya bir araba çıkacaktır.

    Kimsenin hevesini kırmak istemem ama görünen o ki, bizim araba üretimimiz devlet teşviği olursa en erken 5 yıl, olmazsa, 10 yıl gibi bir süreç alır gibi geliyor bana. Hadi devlet teşvik verdi diyelim, ilk çıkan modeli fanatikler ve işadamları şirket arabası olarak filo halinde alacaktır. O arabanın oturması da tahminen 10 yıl sürer.

    Yine de hayırlısı...
     
  7. ERSİN

    ERSİN Süper Moderatör Süper Moderatör

    Katılım:
    5 Eylül 2010
    Mesaj:
    3.056
    Alınan Beğeniler:
    229
    Şehir:
    Ordu-Ünye
    Gerçek Ad-Soyad:
    Ersin
    Araç Modeli:
    Mercedes-Benz W211
    İŞte Sorunda Orada Mantıklı Düşünme Yok.. Gelly EuroNcapten 4 Yıldız Almış.. Daha Dünkü Firma. Düşünün Daha Dünki Firma.. Adamlar Çıkmış Hemen VW VW Kafayı Yiyen Tipler , Gelly İşte 10 Yıldız Alsa Ne Olacak Çin İŞte 10 Yıldız Alsa Ne Olacak..
    Anlamıyorum Gellyi Makineler Üretiyorda Opeli VW Yi Doğaüstü Güçlermi Üretiyor. Ondan Plastik Kullanılıyorda Diger Markalarda Altınmı Kullanılıyor.
    Şu Anda Tüm Markalar En Yüksek Kalitede Araç Yapabilme Kapasitesine Sahip Ama Haliyle Fiyatıda Artıyor .

    Keşke Bizimde Markamız Olsada Bizde Tartışssak
     
  8. oguz

    oguz Sürücü

    Katılım:
    28 Ocak 2011
    Mesaj:
    222
    Alınan Beğeniler:
    0
    Şehir:
    istanbul- anadolu
    arkadaşlar yalnız tamam biz hani yeni nesiliz ve bazı şeyler kolay geliyo ama bu durumlara da kolay gelinmedi. şimdi gely çok kolay araba yapıyorsa bunda vw 100 yıla yakındır araba yapmasının payı var. adamlar kac yıldır işleye işleye biyere geldiler. emeğe saygı duymak lazım. günümüzde bilgiye ve malzemeye kolay ulaşıldığı için yeni firmalar kolay cıkabiliyor.
    yapana, yapmışa saygı duycaz ama ersin beyin dediği gibi de kendimize güvencez. bunlardan biri olmayınca olmuyor.
     
  9. ReNe

    ReNe Super Moderator Super Moderator

    Katılım:
    12 Mayıs 2011
    Mesaj:
    8.460
    Alınan Beğeniler:
    2.112
    Şehir:
    İSTANBUL
    Gerçek Ad-Soyad:
    Murat Çaşkurlu
    Araç Modeli:
    BMW 116 D 1.5l 8 ileri Zf
    Geely'i biraz küçük görüyorlar ama Volvo yu satın aldılar bundan sonra güvenlik konusunda iyi işler çıkartabilirler ;)
     
  10. oguz

    oguz Sürücü

    Katılım:
    28 Ocak 2011
    Mesaj:
    222
    Alınan Beğeniler:
    0
    Şehir:
    istanbul- anadolu
    çinliler o olayı kendi aralarında şöyle anlatıyorlar. bu asil güzel bir prensesin, çirkin kötü bir erkekle evlenmesi :)
     
  11. ReNe

    ReNe Super Moderator Super Moderator

    Katılım:
    12 Mayıs 2011
    Mesaj:
    8.460
    Alınan Beğeniler:
    2.112
    Şehir:
    İSTANBUL
    Gerçek Ad-Soyad:
    Murat Çaşkurlu
    Araç Modeli:
    BMW 116 D 1.5l 8 ileri Zf
    :thumbup1:
     
  12. kanikarali

    kanikarali Ralli Pilotu

    Katılım:
    27 Haziran 2011
    Mesaj:
    1.645
    Alınan Beğeniler:
    150
    Şehir:
    Ankara
    Gerçek Ad-Soyad:
    Ali Kanıkara
    Araç Modeli:
    2006 Cerato 1.5 CRDİ
    Maminci’nin İncileri
    “Maminci” Mehmet A. Arkadaş yeni 2 konu açtı.
    1.Sizin gözünüzdeki en iyi marka hangisi, Ve sebebi nedir?
    2. Sizce neden üretemiyoruz, her sektörde dışa bağımlıyız?
    Başka konularda da görüşlerini yazıyor. Öncelikle söyleyeyim ki; güzel ancak bu son sordukları özel konular. Anladığım kadarı ile başka yerlerde de aynı konuda başlık açmış.
    Başlığa bakarak bir sataşma veya polemik fırsatı olarak değerlendirilmesin. Bence Forumun ortasına bırakılmış birer inci tanesi gibiler. Yani Maminci (sanırım böyle hitap edebilirim) “ben lafımı ortaya koydum isteyen alır” diyerek kenara çekilmiş. 1. Soruya da bir kez dahil olmuş. 2. Soruda da görüşlerini soru başlığı içinde açmış kenara çekilmiş, bize bakıyor. Bu konularda uzun uzun anlatabileceği görüşleri olduğuna inanıyorum. Burada soruya kendisi dahil olurken de sınırları çiziyor. Bizi düşünmeye tartışmaya davet ediyor. 2 sorusu da birbirine bağlı. Arka arkaya sorduğu sorularla bize “zengin malı züğürdün çenesini yorar” demeye getiriyor desem yanlış olmaz her halde. Ancak bunu diyorken gündeme gelen Otomobil Markası yaratma fikri ve girişimlerine karınca kararınca bizlerin de dahil olmasını sağlıyor.
    1. Soruya ilk verilen cevap, benim cevabım. Ben çıkışı, temeli, bu günü ve geleceği yazmaya çalıştım.
    2. Soruya verilecek cevabım elbette var. Ama bir bakayım kim ne diyor? Kim nerelerde dolaşıyor. Bunu cevaplamaya ve tartışmaya gücümüz yetecek mi? bilmiyorum. Dahası konu ekonomistlerin, sosyologların, pazarlamacıların, işletmecilerin yıllarca araştırma yapmaları gereken bir konu. Cevapların tam ortasın da siyaset ve siyasetçiler var.
    yolunuz açık olsun..:elsallayanol5:

    Gerek 1. Soruda görüş bildiren arkadaşların, gerek 2. Soruya görüş bildiren arkadaşların cevapları son derece kıymetli. Hepsi de son derece alçak gönüllü, iyi niyetli ve markalara saygılı. Bu saygı da bizim markamızın yer almamasının da etkisi olduğunu düşünüyorum.
    Benim görüşüm ise şöyle;
    Marka yaratabilmek ve kalıcı olarak üretebilmemiz için bazı şeyler gerekiyor. Öyle sıradan şeyler değil. Prosüdürün yerine getrilmesi için olmazsa olmaz şeylerden de değil.Ülke şartlarının baştan aşağı sorgulanacağı şeyler olduğunu düşünüyorum. Uzun lafın kısası ne gerekiyor? derseniz ;
    1. Para, para, para Eh bizde de nanay, nanay, nanay …
    2. Teknoloji eh oda nanay, nanay….
    3. Planlama ve programlı çalışma yok, yok, yok…
    4. ARGE ? yök, tübitak, yök, tubitak, yök, tübitak…
    5. Disiplin ? Bizde disiplin deyince rap, rap, rap…
    6. Sabır ve zaman.
    Bence yukarıdaki saydıklarımın yan yana gelmesi lazım.
    devamı var
     
  13. oguz

    oguz Sürücü

    Katılım:
    28 Ocak 2011
    Mesaj:
    222
    Alınan Beğeniler:
    0
    Şehir:
    istanbul- anadolu
    aslında bence soru şöyle sorulmalıydı. neden araba markamız yok. çünkü bence biz üretmeyen bir ülke değiliz. tren, tank gibi arabalardan daha ağır şeyler üretiyoruz. araba markamızın olmamasında bu sektörü elinde bulunduran kişilerin payı var. bunu hesaba katmak gerekir. bence yukarıda sayılan herşey bizde var. sadece bilinç ve istek gerekiyor. o da olacak. ben ülkemize ve insanımıza güveniyorum
     
  14. heh

    heh Yönetici Yönetici

    Katılım:
    5 Mayıs 2011
    Mesaj:
    33.832
    Alınan Beğeniler:
    9.422
    Şehir:
    Kocaeli
    Gerçek Ad-Soyad:
    Hakan Y.
    Araç Modeli:
    Eski Ceratocu
    Yerli otomobil üretirsek eğer -ki bu bence ancak devlet teşvikiyle olur-pazar bulma zorunluluğu da ortaya çıkıyor.Artık insanlarımızın gözü açıldı.Kuş serisinde zamanında yapıldığı gibi sadece aracın iç dizaynını değiştirerek sözüm ona 'yeni kasa' dayatmasına artık kimse gelemez.Yada renault üretimini yıllar önce bitirmiş ve (renault 12) çoktan müzesine kaldırmışken(Renault un müzesinde gerçekten gördüm);metal tamponu plastikle değiştirerek neredeyse düne kadar 'Toros' adını verdikleri sözüm ona 'yeni kasa' aracı artık kimse almayacağından kar oranı düşecektir.

    Bu işe kalkışabilecek güçte 2 yada 3 aile şirketi de yabancı ortaklarına ve kendilerine rakip çıkartmayacaklarından bu proje biraz zor hayata geçer,geçerse de devlet eliyle olur diye düşünüyorum.Pazara girebilmek için sanırım Afrika ülkelerine yönelmek gerekir.Ama emin olun içinde bulunduğum 6 Afrika ülkesinde Toyota,Kia ve Hyundai pazarı ele geçirmişlerdi.Yani o pazarada girmek zor.
    Keşke herşeye rağmen bir proje başlatılsa....
     
  15. kanikarali

    kanikarali Ralli Pilotu

    Katılım:
    27 Haziran 2011
    Mesaj:
    1.645
    Alınan Beğeniler:
    150
    Şehir:
    Ankara
    Gerçek Ad-Soyad:
    Ali Kanıkara
    Araç Modeli:
    2006 Cerato 1.5 CRDİ
    Bizim sermaye gücümüzün, bu gün de ve bu aşamada bu girişim için yetersiz olduğu düşüncesindeyim. Bu gün marka olmuş kuruluşlar bu gücü belki 2 yüzyıldan fazla bir sürede biriktirdiler. Geçmişleri sadece sanayi devriminden başlamıyor. Bu birikimi tüccarlıklarından ve sömürgelerinden yarattılar. Sanayi Devriminin anavatanı İngiltere’de o yıllardaki çalışanların yaşam süreleri 26 yıl. 9-10 yaşındaki çocuklar maden ocaklarında çalıştı. O insanların yalnızca alın teri değil, kanları ve hatta ilikleri emildi. Kendi ana vatanlarında bunu yapanların, sömürgelerde neler yaptığı az çok tahmin edilebilir. Bizim ağır sanayi dediğimiz. Endüstri böyle ortaya çıktı. Otomobil Endüstrisi ise bu demir çelik, madencilik ve yetersiz kalan buhar makinesinin üzerine kuruldu. İster İngiliz ister alman otomotiv markalarının kökeninde demir-çelik, madencilik ve kömür üretimi vardır. Silah Sanayi ve tüccarlığını da buna ilave edebiliriz.
    Bizim sanayimizin temelleri 1800’lü yıllarda feshane ile atılmış. Memlekette pamuk var. Yün ve tiftik var. Muzaffer ordumuzun ve başı kabak yalınayak milletimizin başını kapatılması lazım. Yapmışız da bildiğim kadarı ile makineleri Fransa’dan getirmişiz. Otomotiv sektöründe üretim yapan ilk sermayedarımızın kökeninde de ticaret var. Bu ticaret erbabı adeta sermaye birikimine devlet eliyle zorlanmıştır. Devlet müteahitidir. Karınca kararınca o da montaj sanayini kurmuştur. Ondan önceki Devrim teşebbüsü DDY’nin lokomotif fabrikasında (aslında atölyesi) yapılmıştır. DDY, Çimento, Şeker, Tekstil Fabrikaları bu ülkenin ilk sanayi girişimleridir. Türkiye’nin ilk uçağı Kayseri Dokuma Fabrikası atölyelerinde üretilmiştir. Uşak ülkede elektrikle aydınlatılan ilk şehir (1926) olurken, elektriği şeker fabrikasında üretiliyordu. Bugün bu kuruluşlardan yalnızca şeker fabrikaları devletin. Mısır Şerbeti ile onların da son duası okunuyor. Devrim arabasının benzini zaten bitecekti. Unuttular biraz erken bitti. Altyapı yok, geleceğe ait program yok. Yalnızca idealist bir avuç insanın bir taşıt yaratma çabası var. Anadol markasının, Fiat’ın kuş serisinden, Renault’un Toros’undan farklı değildir. İsmi Mercedes olmuş ya da Tata olmuş, VW olmuş Skoda ya da Seat olmuş, Renault olmuş, Dacia olmuş, çok fark etmiyor. Bunlar pazarlama taktikleri ve pazardan pay alabilme çabalarıdır bana göre.
     
  16. maminci

    maminci Ralli Pilotu

    Katılım:
    21 Ekim 2010
    Mesaj:
    1.494
    Alınan Beğeniler:
    10
    Şehir:
    Malatya
    Gerçek Ad-Soyad:
    Mehmet Aminci
    Araç Modeli:
    Toyota corolla
    :thumbup::alkiseg6: Rica ederim Ali Bey, ben genel olarak her anlamda bağımlılıktan rahatsız olduğum için bu konuda neler düşünüldüğünü, arkadaşların fikirlerini ve çözüm önerilerini merak etmiştim ama siz özetlemişsiziniz elinize sağlık..

    O 6 maddeye ben 7. sini ve bence en önemlisini ekleyeyim, 'yapma isteği yok', eğer bir konuda istek ve azim yoksa ne para yeter ne teknoloji, maalesef hazıra konmak hepimize daha kolay geliyo..

    Hangi forum ya da ortamda olursa olsun bence en çok rahatsızlık vermesi gereken şey-biraz da trajikomik- üretmeyip, bir dünya paralarla ithal ettiğimiz ürünleri, sanki bir çıkarımız varmış gibi, sırf 'benimi seninkinden iyi' mantığıyla üretenlerden daha fazla savunmamız, hatta bunu gurur meselesine dönüştürmemiz..
     
  17. kanikarali

    kanikarali Ralli Pilotu

    Katılım:
    27 Haziran 2011
    Mesaj:
    1.645
    Alınan Beğeniler:
    150
    Şehir:
    Ankara
    Gerçek Ad-Soyad:
    Ali Kanıkara
    Araç Modeli:
    2006 Cerato 1.5 CRDİ
    İşte benim Maminci’nin 1. Sorusunda verdiğim cevapta Japon’ların ve şimdi de Kore’lilerin yaptıkları bir teknolojiyi alıp, onun temelinden yeni bir marka yaratmaları, buna kendi teknolojilerini katmaları sonucu Honda, Toyota, Mitsubishi, Hyundai ve KIA marka oldular. Yoksa Murat yapıp 5 sene sonra Şahin adını koyup, aslında FIAT’ın 124 ve 131 kasalarını koyup bizi kandırmadılar. Japon ve Kore Markaları yalnızca otomobil üretmez. Bugün Hyundai; microchip’ten iş makinasına, gemiden bilgisayara pek çok şeyi üretiyor. Anadol’un macerasının Honda ile başladığı söyleniyor da (daha önceside var) Honda’nın robot Teknolojisi tüm Dünya’da hayranlık uyandırıyor. Bizim devlet büyüğüne limonata ikram ediyor. Yukarıda saydığım ve saymadığım Japon ve Kore markalarının her birinin uzman olduğu bir konu var. Buradan Japon ve Kore hayranı olduğum fikrine varmayın. Evet; iş ahlaklarının ve çalışma kültürlerinin hayranıyım. İnsanoğlu dünyaya geliş sebebini ancak bu kadar iyi şekilde ifade eder. Belki şöyle söyleyenler olabilir. Bu adamların kafasında hidrojen bombası patladı 2. Savaşta milyonlarcası öldü, ülke harap oldu, Koreliler için iç savaş yaşadılar, nasıl oluyor da bu noktaya geldiler? Diyenler olabilir. Kısaca şunu söylersem iş aydınlığa kavuşur. Japon Devlet arşivinde vergi kayıtları 12. YY. dayanır. Aynı tarihlerde biz Anadolu’ya göç etmişiz. Honda, Anadol ve Anadolu ne tesadüf değil mi?
    Çin, komşularının daha önce gittiği yola girme aşamasında. Onlarında bu konuda başarılı olacağını düşünüyorum. Çin Avrupa markalarının pek çoğunu ülkede üretiyor. Yanlış bilmiyorsam VW Passat’ı da üretiyor. Hem öyle kopya falan değil. Bizzat VW lisansı ile. Bizim BEKO ve Arçelik Markalarını ürettiği gibi.
    İşte geldik bizim Markalarımıza. Yukarıda biraz kötümserlik aşılar gibi olduk ama, elbette öyle değil. Bizim de markalarımız var. Biz de üretiyoruz. Beko, Arçelik, THY, TAV gibi. Tekstil ürünlerimiz gibi. Bu gün pek çok Avrupalı otomobilin bazı parçalarını (rot, rotil, amortisör, elektrik devreleri, akü, lastik gibi) biz üretiyoruz. Üzerlerinde Made in Türkiye yazıyor. Bu da bizim zaferimiz. Bu gün bizim burada yaptığımız gibi sorgulanan, Cumhuriyet’in zaferi. Elbette ön yargısız ve arkasında başka hesapların olmadığı, saygıyla ve o günlerin koşulları ile Cumhuriyeti de sorgulayacağız ki; olumlu noktalara gelebilelim.
    Son olarak değinmek istediğim 1-2 konu daha var. Devam edeceğim..
     
  18. maminci

    maminci Ralli Pilotu

    Katılım:
    21 Ekim 2010
    Mesaj:
    1.494
    Alınan Beğeniler:
    10
    Şehir:
    Malatya
    Gerçek Ad-Soyad:
    Mehmet Aminci
    Araç Modeli:
    Toyota corolla
    Doğru söylüyosunuz, o markalar iki günde o marka haline gelmedi, zamanla oldu ama esas çalışmayla oldu bu işler, bizim çoğunlukta olmayan yöntemle.. Almanya ve Japonya 60 yıl önce sıfırı tüketip çıktılar savaştan, çalışma ve üretimle şimdi dünyanın ilk beşindeler yine, ve yine de bizden daha fazla ve verimli bir şekilde çalışmaya devam ediyolar..

    Herşeyden önce eğitime el atılıp en azından yeni kuşağın doğrularla yetişmesi sağlanmalı (şu an yapılanın tam tersi yani)..

    'İş ahlakı', genel ahlakın üzerinde bir kavram, iş denilince, bizde olduğu gibi 'belli saatlar arasında orada ol da ne yaparsan yap durumu' yerine, 'o sürede bir şeyler üretme gerekliliği' insanlara öğretilmeli..

    Zırt bırt tatil olmamalı, borcuyla cari açığıyla yani gerçek rakamlarla geriye giden bir ülke diğer ülekelerden daha fazla çalışmalı..

    Okullarda pozitif bilimleri anlatan dersler, fen dersleri azaltılmak yerine artırılmalı..

    İnsanlar eziklik duygusundan kurtulup yerli malına teşvik edilmeli, bizim çocukluğumuzda yerli malı haftası vardı..

    İnsanlara İtalyan Pazarı, Amerikan Pazarı, Çin Pazarı vb yerlerin isminin birşey ifade etmediği anlatılmalı, önemli olanın köken değil kalite olduğu öğretilmeli..

    Vergiden askerliğe kadar eşitlik sağlanmalı, geleceğe ümitsizlikle bakan yetişmiş genç beyinlerin kafasından 'yurdışına gidecem' fantazisi silinmeli..

    Ben bunları bir bütün olarak görüyorum,
    +bir toplumun insana verdiği değer arttıkça demokrasisi de gelişir,
    +demokrasi geliştikçe eğitime verilen önem artar, daha bilinçli insanlar gelişir,
    +bilinçli insanlar yetiştikçe eğitime, sağlığa, ar-geye ayrılan bütçe daha da artar artar,
    +bilinçlenen toplumun kitap okuma oranı yükselir, televizyonda gördüklerini daha zor 'yutar'
    ..

    Hepsi bir bütün, bunlar tek başına gelişmez, ya hepsi beraber gelişir, ya da hepsi emin adımlarla geriye doğru gider, ama yöneticiler medya aracılığıyla herşeyi tozpembe gösterip uyuturlar toplumu, toplum da sömürülmeye devam eder ama üç beş tanesi dışında kimse farkında olmaz bunun, adı güncelleme olur, demokrasi olur, ithalat olur, savaş olur, kriz olur, olur da olur bir sürü kılıf olur..

    Bu arada diğer forumda bu sentezci fikir ortamı oluşmadı, markaya saplanılıp kalındı, o iyi bu kötü, o kadar!
     
  19. kanikarali

    kanikarali Ralli Pilotu

    Katılım:
    27 Haziran 2011
    Mesaj:
    1.645
    Alınan Beğeniler:
    150
    Şehir:
    Ankara
    Gerçek Ad-Soyad:
    Ali Kanıkara
    Araç Modeli:
    2006 Cerato 1.5 CRDİ
    Analitik düşüce üreten bir formda olmaktan son derece mutlu oldum. yalnızca Maminci değil diğer yazan arkadaşlarda son derece önemli konulara değinmiş. bunu önemsiyorum ve geleceğe daha umutla bakıyorum. Lütfen moralimizi bozmayalım. herşeye rağmen "su akar, yolunu bulur"
    Böylesi önemli bir konuyu tartışmaya açtığınız için size teşekkür ediyorum.:alkiseg6:Birde son günlerde kendi otomobil markamızı yaratma tartışması var. Önce şu çelişkilerden arınmak lazım. Lüks mü üreteceğiz? Yoksa ekonomik ve ucuz mu olacak? Netleşmek lazım. Mercedes’e binmesinler; FIAT alsınlar bu işin net olmadığını gösteriyor ya da popülizm. Bu sektördeki çıkışımızın farkı ne olacak? Yeni bir teknolojiyi ortaya koyabilecek miyiz?
    Bir Devlet büyüğümüzün hemşehrisi (mühendis) yeni bir motor geliştirmiş. Tartışmada bundan sonra alevlendi zaten. Yıllarca çalışmış, araştırmış, denemiş, adeta ömrünü vermiş. Söylendiğine göre motor’un Krank Mili yerleşimi bilinenden farklı. Silindirin tam altında değil de yanda Tabi piston kolları da farklı. Adeta çolak rot gibi eğri. Piston ve Segmanları da farklıymış Bu şekil değişikliği sıkıştırma oranını ve süresini değiştiriyor. Makine Mühendisleri daha iyi hesap edebilir. Yakıttan yararlanma da % 15’e kadar varan tasarruf sağlanıyormuş. Elbette önemli bir tasarruf. Otomotiv sektörü bunun için binlerce, yüz binlerce, milyonlarca doları yalnızca Arge’de harcıyor bazen. Bu değişiklik yeter mi? Bence yetmez. Birde bunu tezgahlarını kurmak geliştirmek var.
    Otomotiv teknolojisi, yeni yakıtların peşinde. Her marka hibritlerin piyasaya çıkış tarihlerinin tespiti peşinde. Daha önce yapanlar da gelişme ve değişme çabası içindeler. 10-0 geride başladığımız mücadelede skoru eşitlemek pek kolay gözükmüyor. Benim bir korkum da Anadol veya Kuş serisi gibi aldatmacalara geri dönmemiz. Buraya yapılacak devlet teşviklerinin haksız rekabetlere sebep olması. Devlet eliyle birilerini zengin etmek de en büyük korkum. Birilerine söz verilmiş olmasın sakın.
    En son olarak şunu söylemek isterim; yazdıklarımla kimseyi incitmek istemem. Bu gün ülkemizde bu sektörde üretilen Opel, Renault, Fiat, Hyundai, Mercedes-Man-Mıtsubishi (Kamyon Otobüs) vb. araçlarında emeği olan, alın teri damlatan herkesi alkışlıyorum. Onlara saygısızlık etmeyelim. Onların yarattıkları ile de övünelim. Ömürleri uzun olsun…
     
  20. maminci

    maminci Ralli Pilotu

    Katılım:
    21 Ekim 2010
    Mesaj:
    1.494
    Alınan Beğeniler:
    10
    Şehir:
    Malatya
    Gerçek Ad-Soyad:
    Mehmet Aminci
    Araç Modeli:
    Toyota corolla
    Olaylardan ziyade fikirlerin konuşulması güzel gerçekten..:thumbup:
     

Bu Sayfayı Paylaş