Birçok aracın kilometresiyle oynanıyor! Resmi rakamlar tam olarak bilinmese de ülkemizde 2010 yılında 2 milyona yakın kullanılmış otomobil el değiştirdiği belirtiliyor. Bu araçların yaklaşık olarak yüzde 35’inin kilometresinin düşürülerek satıldığı iddia ediliyor. Konuyla ilgili olarak görüştüğümüz otomotiv sektörünün duayenlerinden, ikincielotomobilim’in yönetim kurulu başkanı Sami Nacaroğlu çarpıcı açıklamalarda bulundu: “Noter kayıtlarına göre 2010 yılı Mayıs ve Aralık aralığında 2 milyon 636 bin araç el değiştirdi” diyen Nacaroğlu 2.el’de araç satışının Türkiye’deki oranının yüzde 3 olduğunu vurguladı. 2010 yılını 760 bin araçla kapatan otomotiv sektörü 2.el pazarında bu rakamın üç katı bir hacime ulaşıyor. Bu oran Amerika’da yüzde 3,5, İngiltere’de yüzde 3.25 ve Almanya’da da yüzde 2.65 oranlarında seyrediyor. Türkiye pazarının hiç de yabana atılamayacağını vurgulayan Nacaroğlu konuyla ilgili çarpıcı açıklamalarına şöyle devam ediyor: "Kullanılmış otomobil alım satımında karşımıza çıkan en büyük sorunlardan biri kilometre sayacıyla oynanması. Kullanılmış otomobil pazarında ne yazık ki neredeyse yarıya bir oranda otomobillerin kilometreleriyle oynanıyor. Bu da haksız kazancı ve tüketicinin aldatılması anlamına geliyor. Örneğin aslında 173 bin kilometredeki bir acacın kilometresini 73 bine indiğini düşünürseniz arada 3-5 bin TL’lik bir fiyat farkı oluşuyor. Bu da yüzde 15 demek… Kullanılmış otomobil pazarında temiz araç bulmak hayli zor." Peki ikinci el otomobil alırken ne yapmak gerekiyor? Nacaroğlu öncelikle satın alınacak olan aracın servis kayıtlarının incelenmesini öneriyor. Servis kayıtlarına bakarak araçın kilometresi konusunda bilgi sahibi olunacağını vurguluyor. Daha sonra Tramer kayıtlarından aracın hasar durumunu bir SMS ile öğrenebileceklerini de belirtiyor. Motorun ve şasi durumunun da bu konuda bazı ipuçları verebileceği bir gerçek. Nacaroğlu israrla kurumsal ikinci el otomobil alıp satan yerlerden alış veriş yapılması gerektiğini vurguluyor. Kurumsal firmalardaki otomobillerde bu tür riskin olmadığını özellikle belirtiyor. Bu sahtekarlığı önlemek çok basit! Sami Nacaroğlu böylesine büyük bir pazarda bu tür aldatmacalardan kurtulmanın da çok kolay olabileceğini söylüyor. TÜVTÜRK muayenelerinde veya daha da önemlisi her aracın Trafik Sigortası yapılırken kilometresinin de yazılması halinde bu tür bir sahtekarlığın önüne geçilebileceğini söylüyor. Kullanılmış otomobil pazarının artık noterler birliği ile kontrol altına alınabildiğini söyleyen Nacaroğlu ayrıca alım satımlarda alınan yüzde 1’lik KDV’nin de bu işi hakkıyla yapanların aleyhinde olduğunu vurguluyor. Kurumsal firmaların satmak üzere aldıkları her ikinci el aracı üzerine aldıklarını söyleyen Nacaroğlu bu sorunun da yasal bir düzenlemeyle çözülebileceğini söylüyor. Yüzde 1’lik bu verginin kayıt dışı alım satımı tetiklediğini de sözlerine ekliyor. AHMET ÇELİK/HABERTURK.COM EKONOMİ SERVİSİ ahmetcelik@haberturk.com
iyide 1998 den itibaren hemen hemen bütün arabalar dijital gösterge kullanıyor. Onu da bozabiliyorlar mı ki? Hem o modelden aşağıdaki arabaların km si normalden düşükse zaten şüphelenmekte fayda var
söylentiye göre; galeriden alınan arabaların bir çogunda kilometresiyle oynanmış olabilecegi. dijital olması önemli değil ki, herşeyin bir yolu bulunur.
Memleketimizde her şeye çare bulurlar isterseniz arabanız dijitalmiş saymalıymış farketmez hemen gençleştiriverirler. Sen bile tanıyamazsın hehe
Merhaba arkadaşlar, Forumu gezerken bu konuyu gördüm tesadüf oldu, Okar Otomotiv personeliyim, ikinciel otomobilim markasıda bize ait. Gerçekten ikinciel araç alırken boya durumu insanların çok kafasını karıştırıyordu Km'nin gerçek olup olmadığı da soru işareti olarak insanların kafasına yer etti. Bu sektörün içinde olduğumuz için araç almak isteyen insanların çektiği sıkıntıları çok iyi biliyoruz. Malesef dijital de olsa analog da olsa her türlü Km sayacı üzerinde oynama yapılabiliyor. Aslında insanların istediği düşük kilometreli araç değil insanların istediği şey güven. yani herkes farkında ki kilometresi yüksek olan araç biraz yıpranmış olabiliyor ama fiyatı da ona göre düşük oluyor, insanlar sadece aldığı aracın kendilerine anlatıldığı şekilde olmasını istiyor. Kurumsal firmalardan ikinci el araç almanın önemi bu noktada devreye giriyor. Aracı aldıktan sonra çıkan problemlerde aracın arkasında duran birilerinin olması gerekiyor. İnsanlar 80 bin Km de bir araç alıp 10 gün geçince tesadüfen serviste aracın 2 ay önce 120Bin km bakımının yapıldığını öğrenmek istemiyor. Olurda böyle birşey olursa haklarını arayabileceği yapılanmanın olduğu firmalarla çalışmak istiyor.
Evet bu km düşürme işinin suyu çıkmış durumda, çok yakın tanıdığınızın ilk elden aracı değilse kafanızda büyük soru işaretleri oluyo. 10 yaşında araçlara 30 bin km falan diyolar..
Servise götürdüğünüzde km düşürüldüğünde anlaşılır diye biliniyor. Kısmen doğru ama ne yazık ki eksik. Aracın servis bakım kayıtları yok ise km göstergesi ve ABS sensöründen de düşürülürse (böyle söyleniyor detayını bilmiyorum) bunu anlamak imkansız hale geliyor. O yüzden servis kayıtları birincil önem teşkil etmeli.
