Deniz suyuyla temas eden korumasız herhangi bir yüzey, bu bir geminin tabanı, bir balık kafesi veya petrol kulesinin deniz ile temas eden yüzeyi olabilir, denizdeki organizmalar tarafından tamamen kaplanacaktır. Suyla temas eden yüzeyde kısa sürede biyokimyasal olaylar gerçekleşecek; glikproteinler, proteoglikanlar ve polisakkaritler yüzeyde oluşmaya başlayacaktır. Bakteri oluşumu da suyla temastan birkaç saat içinde görülecektir. Bu oluşumları diatom, maya ve protozoa oluşumları izleyecektir. Bunların hemen akabinde ise larvalar, yüzeyde algal spor oluşumları, başkalaşmaları ve büyümeleri gözlemlenir. Fouling, geçmişe baktığımızda denizcilik sektörü için büyük bir sorun olmuştur. Ahşap gemiler zararlı organizmalar sebebiyle geçmişte büyük zararlar görmüş, bir kısmı denize batmıştır. Modern çelik gövdeli gemiler tabi ki ahşap gemilere zarar veren organizmalar tarafından etkilenmemişlerdir. Onların sorunu bambaşkadır. Bu gemilerin çelik yüzeyleri fouling organizmalar tarafından sarılmaya çok uygundur. Gemi yüzeyleri sık periyotlarla bakım görmezse fouling organizmalar tarafından tamamen kaplanabilirler. Örnek verecek olursak, 40000 m2 yüzey alanı olan bir gemi yüzeyinde yaklaşık 6000 ton ağırlığında organizma toplanacaktır. Bu ağırlıkta bir yük sadece taşıma kapasitesini değil geminin manevra kabiliyeti ve geminin hızını da etkileyecektir. Fouling, geçmişe baktığımızda denizcilik sektörü için büyük bir sorun olmuştur. Ahşap gemiler zararlı organizmalar sebebiyle geçmişte büyük zararlar görmüş, bir kısmı denize batmıştır. Modern çelik gövdeli gemiler tabi ki ahşap gemilere zarar veren organizmalar tarafından etkilenmemişlerdir. Onların sorunu bambaşkadır. Bu gemilerin çelik yüzeyleri fouling organizmalar tarafından sarılmaya çok uygundur. Gemi yüzeyleri sık periyotlarla bakım görmezse fouling organizmalar tarafından tamamen kaplanabilirler. Örnek verecek olursak, 40000 m2 yüzey alanı olan bir gemi yüzeyinde yaklaşık 6000 ton ağırlığında organizma toplanacaktır. Bu ağırlıkta bir yük sadece taşıma kapasitesini değil geminin manevra kabiliyeti ve geminin hızını da etkileyecektir. Boyanın suyla temasından sonra boya yüzeyinde bulunan ester grupları hidrolize uğrar, bu biyositin suya yavaş ve kontrollü bir şekilde dağılmasını sağlar. Boya katmanlar şeklinde gemi yüzeyine uygulandığından bir katmandaki biyosit tükendiğinde yeni katmandaki biyosit yayılmaya başlar. Bu tüm boya tükenene kadar sürer. Bu teknoloji TBT kopolimeri ( (poli)tribütilmetakrilat-metilmetakrilat ) ile başarılı bir birliktelik oluşturdular. TBT ile birlikte boya yapısında bakır oksit ve başka yardımcı biyositler de kullanıldı. TBT fouling organizmaların çoğuna karşı etkili olsa da bazı diatomlara karşı etkisizdir. TBT esaslı self-polishing kopolimer anti-fouling sistemler (TBT SPC systems) denizcilik sektörüne büyük katkılar sağlamıştır. Bu sistemler gemiler için en az 5 yıla kadar koruma sunmuşlardır. Gemilerin yakıt masrafları ciddi derecede düşüş göstermiş ve gemiler bakım için ise daha seyrek limanlara uğrar olmuşlardır. 90 ların ortası için denizcilik sektörüne yaklaşık 5,7 milyar dolar daha az masraf demekti. Çevresel etkiler de yadsınamazdı. Daha az petrol kullanımı daha az hava kirliliği ve asit yağmurlarına sebep olan sera gazlarının daha az atmosfere salınması demekti. TBT esaslı anti-fouling sistemlerin kullanılması dolaylı olarak, senede 7.2 milyon ton daha az petrol kullanılmasını, 22 milyon ton daha az karbon dioksit salınımını ve 0.6 milyon ton daha az sülfür dioksit salınımını sağladı. Ayrıca olumlu bir etkisi de zararlı türlerin gemiler yardımıyla farklı bölgelere transferini engellemek olmuştur. Bu olumlu özellikleri TBT esaslı anti fouling sistemlerin dünyada yaygın bir şekilde kullanımını sağlamıştır. Kaynak : Anti-Fouling Materials S. M. Evans, Newcastle University, “Tyne and Wear, UK”
teşekkürler gerçekten gemi tabanında tutunan alg ve yosunlar (biz sakal bağlamış diyoruz) geminin ciddi anlamda süratini dahi etkiliyor ki yakıt masrafları düşmesi konusu ordan geliyor.