Kia Yedek Parça - Parça Ofisi LPG KABLO

4+4+4 Yetkili Servisler ve Memleket Meselesi

'Sohbet' forumunda kanikarali tarafından 30 Mart 2012 tarihinde açılan konu

  1. kanikarali

    kanikarali Ralli Pilotu

    Katılım:
    27 Haziran 2011
    Mesaj:
    1.645
    Alınan Beğeniler:
    150
    Şehir:
    Ankara
    Gerçek Ad-Soyad:
    Ali Kanıkara
    Araç Modeli:
    2006 Cerato 1.5 CRDİ
    Başlığa bakıp da Siyaset falan yapmıyorum. Bu günlerde Parlamento’da kıyametler kopuyor. Gelecek nesiller dizayn ediliyor. Ama tartışma çok sığ gidiyor bana göre.
    Bizim derdimiz yetkili servislerle. Hepimiz bir şekilde servislerden şikâyet etmişizdir. En azından orada bizim ve aracımızın geçirdiği zamanı kayıp zaman olarak görürüz. Elbette memnuniyet bildiren arkadaşlarımız da vardır. 4+4+4’le ilgisi ise eğitimde mesleki yönlendirme. Ben İnanıyorum ki; yetkili servis yetkilileri de, çalışanlarının eğitimi konusunda şikâyetçidirler.
    Çocuklarımız 12 – 14 yaşında geleceklerini bir anlamda belirleyecekler. Nasıl olacak ? bilemiyorum.
    Bizim çocukluğumuzda o yaştaki çocuklara, belki de daha önce; “oku adam ol derlerdi. Okumazsan sanayide çırak olursun” diye tehdit ederlerdi. Ben her hangi bir tehdit görmeden, adeta doğal olarak sanayide doğmuş gibi,(babam oto tamircisiydi) daha ilkokul 4.sınıfı bitirince çırak oldum. Benzin, Mazot ve Gres yağı kokularını çektik bir kere. Babam beni orada görmek istemedi hiçbir zaman. Ama lise çağına gelinceye kadar ordaydım. O benim okumamı istedi ama Baytar olmamı göremedi.. Bende işimi hiç sevmedim. Pek çok iş yaptım, yaptığım işler arasında severek yaptığım tek iş, belki doğuştan beynime işlemiş olan benzin, mazot kokusundan olsa gerek Akaryakıt İstasyonu yöneticiliğim oldu. Buradan şuraya gelmek istiyorum ki; Eğitim yönlendirmesi, gerçekten bu işte uzman profesyoneller tarafından yapılmalıdır. İlköğretim Okullarında Bilgisayar ile ilgili ders var ancak el becerileri ile ilgili dersler kaldırıldı. Din ve Ahlak dersleri var ama düşünmeyi özellikle de analitik düşünceyi öğreten Felsefeye giriş yok.
    Yetkili servislerin kaliteli, eğitimli teknik eleman eksikliklerini biliyorum. Bakın servislere, oto sanayi sitelerinde, başarısız eğitim hayatı sonucu bir müddet çalışmış, oradan daha iyi koşullar için yetkili servislerde çalışanlarla doludur. Ama mesleki olarak yetersizdirler. Mekanistlik, oto tamirciliği biraz hekimliğe benzer. Hekim hastasını önce dinler, muayene eder, testler yapar ve teşhis sonrası tedaviye geçer. Oto tamircisi de aynı yöntemle çalışır. Bunun içinde analitik bir düşünceye sahip olması gerekir. Teşhisi doğru koyabilmek için organizmayı iyi bilmesi gereken hekim gibi, makineyi iyi tanımalıdır. Çalışma prensiplerini bilmek zorundadır. Bu da temel eğitim sonrası yönlendirilen kişinin doğru yerde eğitimi ile olanaklıdır. Zorla, tehditle veya maddi olanaksızlıklar sonucu ekmek peşine oto sanayisine düşenler iyi bir ustanın yanında yetişmemişse başarılı olamaz. Bizlerde servislerde pek çok sorumuza doyurucu cevaplar alamayız.
    Birkaç yıl önce KOÇ Grubunun bir çalışması vardı. Hatırlarsınız. TV’de spotları da çıkıyordu.”Meslek Lisesi Meselesi, Memleket Meselesi” gibi. Gerçekten de memleket meselesi. Belki de işsizlik sorununa, nitelikli iş gücü sorununa çözüm olacak bir şiar.
    Yetkili servisler, yalnızca tüketici mutluluğu için değil önce kendileri için, yetkili oldukları üreticileri kendilerine nitelikli işgücü sağlayacak eğitim merkezleri için zorlamalılar. Çünkû; Parlamento’da eğitim konusunda gırtlak patlatanların eğitim konusunda çözüm üreteceklerine benim inancım yok. Onlar ancak bizi ve çocuklarımızı uyutmanın peşindeler. İsteyen gider, istediği efsaneyi istediği kaynaktan öğrenir.
    Ne dersiniz? Yetkili servisler haklı değiller mi?
    Tüm yetkili ve de yetkisiz servislere, mağdur ve memnûnlarına saygılarımla..
     
  2. maminci

    maminci Ralli Pilotu

    Katılım:
    21 Ekim 2010
    Mesaj:
    1.494
    Alınan Beğeniler:
    10
    Şehir:
    Malatya
    Gerçek Ad-Soyad:
    Mehmet Aminci
    Araç Modeli:
    Toyota corolla
    Çok haklısınız:thumbup:
     
  3. ReNe

    ReNe Super Moderator Super Moderator

    Katılım:
    12 Mayıs 2011
    Mesaj:
    8.460
    Alınan Beğeniler:
    2.112
    Şehir:
    İSTANBUL
    Gerçek Ad-Soyad:
    Murat Çaşkurlu
    Araç Modeli:
    BMW 116 D 1.5l 8 ileri Zf
    Bizim ülkede herkez mimra mühendis iş adamı olmak istiyor , boya - badana - su tesisatı - elektrik işleri gibi gibi bir çok mesleği gençlerimiz beğenmiyor ama o kadar çok ihtiyacımız düşüyor ki bu seferde işini düzgün yapan bir Allah'ın kuluna denk gelemiyoruz . Avrupa da çalışan insan işi ne olursa olsun saygı görürken bizde adama kız bile vermiyorlar , başarının tanımı ise çok para kazanan oluyor ... Çok para kazanmak değil , yaptığın işi mükemmele yakın yapmak başarıdır bence ...
     
  4. ERSİN

    ERSİN Süper Moderatör Süper Moderatör

    Katılım:
    5 Eylül 2010
    Mesaj:
    3.056
    Alınan Beğeniler:
    229
    Şehir:
    Ordu-Ünye
    Gerçek Ad-Soyad:
    Ersin
    Araç Modeli:
    Mercedes-Benz W211
    Dün Şanslı Masa Diye Bir Program Seyrediyordum. Kız Annesini Kandırıp Para Kazanıyor Saçma Salak Bir Yarışma Ama Çok Önemli Bir Detay Oldu. Kız Dedi Seni Erkek Arkadaşımla Tanıştıracam . (Gerçek Arkadaşı Değil TV Programının Oyunu ) Erkek Geldi. Tanıştılar Vs. Dedi Ben Boyacıyım Boya Badana Ustasıyım. Annesinden Beklenen Yorum ; Çok Güzel Mimar İle Boyacı. Ee Ne Yani Olamazmı.
     
  5. maminci

    maminci Ralli Pilotu

    Katılım:
    21 Ekim 2010
    Mesaj:
    1.494
    Alınan Beğeniler:
    10
    Şehir:
    Malatya
    Gerçek Ad-Soyad:
    Mehmet Aminci
    Araç Modeli:
    Toyota corolla
    Bir Japon araştırma kitabında okmuştum, japonları japon yapan özelliklerinden birisi yaptıkları her işi önemli önemsiz demeden ciddiye almalarıymış..

    Bir toplum bir yönden çok ileri başka bir yönden çok geri olamaz, ya her yönden ileridedir, ya da her yönden geride.

    Biz ar-ge ye, araştırmaya , bilime zaman para emek harcayacağımıza zaten bizi geride tutmuş şeylere dönüyoruz yine, yüzlerce yıl kaybederiz, Guttenberg matbaayı 14. asırda buldu, ama anadoluya 300 küsür sene sonra geldi, tarih tekerrürden ibaret maalesef.
     
  6. seryılmaz

    seryılmaz Usta Sürücü

    Katılım:
    17 Şubat 2012
    Mesaj:
    431
    Alınan Beğeniler:
    147
    Şehir:
    Denizli
    Gerçek Ad-Soyad:
    erol yılmaz
    Araç Modeli:
    KİA CEED CONCEPT CRDİ
    hangi meslek alanıyla ilgili olursa olsun işimiz düştüğünde yaptığı işin önüne ''iyi'' sıfatını getirebileceğimiz insan sayısının azlığı, hem eğitim sistemimizin hem de yaptığımız işe ne kadar saygı duyduğumuzun göstergesi.İşimizin ve kazandığımız paranın toplumsal hiyerarşik dizilişte yerimizi belirleyen en önemli unsur oluşu, değerler sistemini giderek kazanç merkezli oluşturan toplumumuzun da en belirgin hastalığı.Yegane mutluluk kaynagımız bolca şişirilmiş cebimiz ve onun şişirdiği egomuz oldukça bizlerin, çok iyi yapabileceği ve yapmaktan mutlu olacağı işler seçmek yerine daha çok kazandığı ama sevmeden yapıp sıradan işler çıkardığı işlere yönelmesi kaçınılmaz.Yüksek öğrenim aşamasına gelmiş çocuklarımızın birçoğunun,seçeceği okul ve bölüm kriterleri arasında ''ailesinin yaşadığı şehirden uzak olması,edineceği mesleğin adının önüne getirildiğinde hoş durması,karşı cinsle ilişkilerinde avantaj sağlaması...'' gibi çok yaşamsal (!) seçeneklerin bulunması durumu özetliyor aslında.Evet ''eğitim şart'' ama eğitimden anlaşılması gereken tek şey yüksek öğrenim olmamalı bence de.Ancak bunun sağlanabilmesi için revize edilmesi gereken ilk şey eğitim sistemi değil insanlarımızın ''değerlilik '' algısı olmalı...
     
  7. volkman

    volkman Usta Sürücü

    Katılım:
    17 Şubat 2011
    Mesaj:
    473
    Alınan Beğeniler:
    4
    Şehir:
    Konya
    İlginç bir konu.

    Hükümeti ve icraatlarını sevmediğimden, bu 4+4+4 ile ilgili sadece yüzeysel ve kulaktan dolma bilgiye sahibim. Her ne kadar önemli bir gelişmeyse de nasıl olsa 2 senede 1 eğitim sistemi değiştirdiklerinden, bence çok dikkate alınmaya değer değil ve bu yüzden de pek ilgilenmiyorum. Detaylarını öğrenmedim.

    Yukarıda yapılan yorumlara gelirsek... Sanayide işini düzgün yapan çırak sayısı, denildiği kadar az. Çünkü çalışanlar, işlerini sevmiyorlar. Peki neden?

    Bir insanın, işini sevebilmesi için, o işten para "kazanması" gerekir. Eğer ki, kazançlı değilse, dikkatini başka işlere yöneltir. "Bu işte çok çalışıp, az para kazanıyorum. Daha az yorucu bir masabaşı işte çalışıp, daha çok kazanmak varken, neden bu kadar yoruluyorum" mantığı,ülkemizi bu durumlara sürüklemiştir. Yeni yetişen bir çırağı, asgari ücret altında çalıştır, sonra asgari ücret ver, kalfa olduğunda da bugünkü rakamlarla, 1.000 TL maaş ver. Ustalara da 1.500 TL ver, ama bu ustalar, fırsat bulup sanayide dükkan açma peşinde koşarlar ve servisler sürekli yetişmiş eleman sıkıntısı çeker. Gayet normal bir durum.

    Ülkemizin en büyük eksiği, Fakülte mezunu ve işçinin arasında bir basamak olmamasıdır. Şöyle örneklersek... Bir doktorun yaptığı işi, yani teşhis ve tedavi sürecini kimse yapamaz. Ama teşhis konulduktan sonra, tedavi sürecinde araya hemşireler girer. Röntgen işinde teknisyenler girer. Yani bir iş bölümü vardır. Doktorun yükünü hafifletirler.

    Kendi mesleğimden örnek vermek gerekirse.... Benim işim mimarlık. Aluminyum dış cephe konularında uzmanım. (Söylemesi ayıptır, Optimum alışveriş merkezinin dış cephesi benim elimden çıkmıştır... ve yurtiçi-yurtdışı bir çok proje). Sahaya gittiğim zaman işe başlamam ve yürütmem için 1 ayım vardır. Bu süreç içinde başlangıcı vermem ve işin düzgün ilerlemesini, malzeme akışını, proje verilerini ve nereye uygulandıklarını, işçilerin motivasyonu ve çalışma saatlerinin ayarlanması gibi görevlerim vardır. Bu 1 ayın bitiminde, hakedişler başlar ve sahadan uzaklaşmak zorunda kalırım. Bu da denetim eksikliğine yol açıyor. Ölçümlerden 1 cm sapma, herşeyi maveder, o derece hassas bir işim var.

    Peki sonuç? Sonuçta, bütün Türkiyenin de sorunu aynı: Teknisyen eksikliği. Japonlar, yaptıkları işe önem verebilirler, sevmek zorunda değiller, ama en azından teknisyenleri var. İşte bu büyük bir gelişmedir. Sizin gözünüz, kulağınız olacak 1 eleman lazım, ama maalesef, şirketler tasarruf yapacağız diye, resmen maceraya ve riske giriyorlar. Kendilerini ustanın ellerine bırakıyorlar.

    Yurtdışında çalışırken, bir ülkede, Güney Koreli bir şirket gördüm. Benim işimi yapıyorlardı. Adamlarda her iş için 1 veya 3-4 kişi vardı. Silikon çeken bir elemanla karşılaştım. Adamın işi silikon çekmek...

    Çoğunuz pencerelerin değişimi esnasında, silikon çekildiğini görmüşsünüzdür. İşte, bu adamın işi buydu ve o kadar preofesyoneldi ki, biz sürekli "taşmış" silikonlar yüzünden uyarı alıp, onları düzeltmek için uğraşırken, G. Koreli firma, bizden sonra başlamış ve bizden önce bitirip gitmişlerdi. Yani her iş için, işinin ehli adamlar getirdiler, işi biteni gönderip, başka adam getirdiller ve böylece sürüp gitti. Biz ise, başladığımız ekiple, kim ne iş olsa yaparak devam ettik ve.... neyse, bizde bitirdik ama... işte....

    Sanırım Koç grubu da bunu Türkiyeye yerleştirmek için uğraş verdi. Meslek lisesi mezunları, yani tekniker açığımız çok çok fazla.

    Son bir bilgi daha... Suudi Araplar arasında, yaygın ve gayrı resmi bir bilgi dolaşır. "Bir Türkün düzgün iş yapması için, emeğinin karşılığını vereceksin. İşi anlatacaksın, sonra arkana bakma. Bir Mısırlının....." Birkaç millet var ama yazmak istemedim. Çok iyi şeyler değil. İşte durum bu!
     
  8. Dimitri

    Dimitri Usta Sürücü

    Katılım:
    8 Eylül 2010
    Mesaj:
    297
    Alınan Beğeniler:
    1
    Şehir:
    İstanbul
    Mutlu Olmak Demiyoruzda Para İle Mutlu Olma Yolu Yüksek Mevkiye Sahip Olanlar İnsan Olmayanlar Sınıfta Kalan
    Herkeze Her Sektöre İnsan Lazım Aynı Yorumu Yapıcam Ama Çöpçü Çöp Almazsa Tesisatcı Tamir Yapmazsa Hammal Malı Taşımazsa Söfor Kamyon Kullanmazsa Neyleyim Mimar - Bankası - Mühendisi
    Tabiki Birazda Veya Fazla Fazla Sevgilim Ülkemin Politikası
    4 + 4 + 4 Konusu İse Politik Olacagından Yorum Yapamıcam Dün Televizyonda 1 Saat Dinledim Konuşuyorlar Ama Kesin Sonuç Yok Bunuda Ellerine Yüzlerine Bulaştırıcakları Belli Olan Gelecek Nesillere Olucak Tek Korkum Bu ...
     
  9. ozrace

    ozrace Usta Sürücü

    Katılım:
    11 Temmuz 2011
    Mesaj:
    311
    Alınan Beğeniler:
    3
    Şehir:
    İstanbul
    en basiti koskoca Türkiye,kendi otomobilini,hatta motosiklet'ini bile yapmaktan aciz siz neden bahsediyosunuz.birde bu hükümet eklenince iyice insanlar yozlaştırılıp ileri gideceğimize geri gidiyoruz.yandaşların cebi dolarken olmayanlar asgari ücrete talim....:thumbdown:
     
  10. vtecmaniaa

    vtecmaniaa Sürücü

    Katılım:
    12 Ocak 2012
    Mesaj:
    84
    Alınan Beğeniler:
    3
    Şehir:
    34-26-42
    bi öğretmen olarak bu sistemi destekliyorum ama uygulanmasının zamanı olarak da hiç de uygun bi zaman değil

    4+4+4 güzel bi sistem ama altyapı sorunu var malesef

    bikaç güzel yönünden bahsediyim

    okullar yaş grubuna göre ayrılacak mesela 1.sınıf öğrencisi ile 8.sınıf öğrencisi hiç karşılaşmayacak (böylece küçük öğrenciler büyüklerden olumsuz davranışlar gözlemleyemeyecek)

    ilk 4 den sonra dersler biraz daha ağırlaştığından branş öğretmenlerinin girmesi faydalı olacak (çünkü bazı sınıf öğretmeni eşit ağırlıktan gelme olduğundan fen konusunu iyi anlatamıyor, sayısaldan gelen sözel dersi iyi anlatamıyor)

    ayrıca çocukları istediği paket eğitimi seçecek olması onu daha sorumlu yapacaktır.

    öğrencinin gözünde okul=zorunlu gidilecek yer düşüncesi kırılacak

    olumsuz yanları da altyapı sorunu

    mesela Usa'da ilkokul kampüsleri bizim üniversite kampüsleri gibi (havuzu,sahası,basketbol potaları,müzik odaları,deney odaları,resim odaları, etkinlik odaları vb.) ama bizim okullar dımdızlak...bi top gelir çocuklar topu resmen kemirir :)
    yani hazırbulunuşluk vasat ama biz en iyisini istiyoruz

    bu aynı milli takımın brezilya karşısına çıkıp haydi haydi yeneriz, vur kır parçala diye gaza gelip maç yapması gibi bişi

    1 kere yenersin belki ama 10 kere yenilirsin :)

    zaten bizim milletin sıkıntısı burda askeriye de böyle kendimizde böyleyiz...en basiti misafiri bile gün saat vermeden çağırmayız...çünkü normal halimiz dağınıktır ama o gün o saat misafir gelince sanki evimizde hergün pasta yapılırmış, hergün et yenirmiş, hergün evimiz tertemizmiş, hergün şık giyinirmişiz gibi bi imaj veririz :)

    uzun lafın kısası önce altyapının çözülmesi lazım
     
  11. seryılmaz

    seryılmaz Usta Sürücü

    Katılım:
    17 Şubat 2012
    Mesaj:
    431
    Alınan Beğeniler:
    147
    Şehir:
    Denizli
    Gerçek Ad-Soyad:
    erol yılmaz
    Araç Modeli:
    KİA CEED CONCEPT CRDİ
    Yozlaşma dediğiniz şey sadece hükümetlere bağlı değldir.Bugün kendinizi yozlaşmış tabir ettiğiniz insanların dışında tutuyorsanız tezinizi kendi varlığınızla çürütüyorsunuz.Çıkarcılığın ve daha fazlası için yaşamanın var oluşumuzun temel gayesi haline gelmesinde yanlış politikaların da etkili olduğu söylenebilir elbette. Ancak kendi sorumluluklarımızı ve yanlışlarımızı sürekli başkalarına havale etmek bu olumsuz tablodan kendi payımıza düşeni görmezden gelmek olsa olsa nafile bir vicdan rahatlatma çabasıdır.
     
  12. kanikarali

    kanikarali Ralli Pilotu

    Katılım:
    27 Haziran 2011
    Mesaj:
    1.645
    Alınan Beğeniler:
    150
    Şehir:
    Ankara
    Gerçek Ad-Soyad:
    Ali Kanıkara
    Araç Modeli:
    2006 Cerato 1.5 CRDİ
    Konuyu öncelikle yetkili servislerin açmazları, bizim onlardan beklentilerimiz ve o günlerde TBMM'de tartışılan Yasa'nın hedefleri açısından yaklaşmış ve kendimce meslek liselerini memleket meselesi olarak görmüştüm.
    Konuya dahil olan arkadaşların değerli görüşlerine de saygı duyuyorum ve teşekkür ederim. Hemen hemen konu üzerinde anlaşmış gibi bir durumda var. Konuyu açtığımda ve daha ilk cümlesinde amacımın politika yapmak olmadığını söylemiştim. Yazan arkadaşlar da bu konudan kaçınmışlar. Ancak başta ben olmak üzere herkes bir şekilde bulaşmışız.
    Bu gün konuyu katılımcıların verdiği örnekler ve bilgilerle yeniden düşündüm. Bu Memleketin Yetkili Servisi de TBMM galiba.. Aynı dertler orda da var. Diyeceksiniz ki orayada mı meslek lisesi kuralım. Pek tabi ki; hayır. Ancak biz yurttaşlar olarak oraya gidenleri seçmiyormuyuz?
    Gene battık gırtlağa kadar politikaya. Zaten hayat politikadan soyut değil ki. Gelde yapma Benzine 1 haftada 3 kere zam, motorine zam, elektriğe zam, doğalgaza zam. Ondan sonra arabam nasıl az yakıt tüketir diye uğraş. Kafa patlat.
    Hep merak etmişimdir. İktidarlara oy veren yurttaşlar hiç mi yanlış işlerin, zamların sonrasında
    sayın temsilcilerine hesap sorup sormadıklarını. Ben hiç bir zaman iktidar partisine oy vermediğim, için sorma şansım da olmadı. Bize de mi ? yetkili servis lazım, bize de mi meslek lisesi lazım acaba...

    Bu arada MAMİNCİ Japonların özelliklerinden bahsetmiş. Gerçekten önemli bir yaklaşım. Ben de gene Japon'lardan bir örnek vereyim; Kitap okuma konusunda BM tarafından yapılan bir araştırma sonucu bir japonya vatandaşı yılda 25 kitap okuyormuş. Müthiş bir sayı. Onları Norveçliler 10 kitapla izliyorlarmış. Daha sonra da İsveçliler geliyor. Bİz se; sıkı durun.. kaç kitap okuyormuşuz biliyormusunuz 10 YIL'DA 1 (BİR) KİTAP..
    İşin özeti..
    Herkese saygılarımla..
     

Bu Sayfayı Paylaş