Kia Yedek Parça - Parça Ofisi LPG KABLO

Konu dışı/ idam şart

'Sohbet' forumunda HANİFİ DMC tarafından 14 Şubat 2015 tarihinde açılan konu

  1. Evren81

    Evren81 Usta Sürücü

    Katılım:
    12 Mayıs 2014
    Mesaj:
    460
    Alınan Beğeniler:
    281
    Şehir:
    DÜZCE
    Gerçek Ad-Soyad:
    Evren
    Araç Modeli:
    Renault Clio 1.5 dCi ICON 2016
    1970-2000 yılları arası hergün yeşilçam filmlerinde tecavüz sahneleriyle büyüyen bir nesil ki "Tecavüzcü Coşkun" karakteri ve lakabı ortaya çıkmış. Bunun üzerine espiriler Nuri Alço telefon melodileri türemiş.
    Eğitim evde başlar. Bu nesilin yetiştirdiği nesil şuan sokaklarda. Yazık Allah islah etsin.

    Örnek bir olay İngiltereden,

    İngiltere’de gece parkata oturan bir kız sözlü tacize uğruyor. Kız ağlayarak parktan kaçıyor, tacizci ise polis tarafından yakalanıp, hakim karşısına çıkarılıyor. Hiçbir fiziki müdahale yok, tecavüz girişimide…
    Ama verilen ceza: 12 yıl 10 gün!
    Gazeteci hakime soruyor, efendim sözlü taciz için 12 yıl 10 gün ağır bir ceza değil mi?
    Hakim, 12 yılı sözlü taciz için vermedim ki! Sözlü tacizin cezası 10 gün.
    12 yıl ise İngiltere’de genç bir kızın gece parkta yürüme özgürlüğünü kısıtlamaktan!!!

    Bu kıstastan örnek alınarak bizim hakimlerden nasıl ceza çıkar bilemiyorum.
     
    kanikarali, ogun ve Adastra bunu beğendi.
  2. ardy7

    ardy7 Ralli Pilotu

    Katılım:
    26 Aralık 2014
    Mesaj:
    1.362
    Alınan Beğeniler:
    460
    Şehir:
    İstanbul
    Gerçek Ad-Soyad:
    Arda
    Araç Modeli:
    Rio Natty
    nedir bu gözü dönmüşlük sapkınlar. bir insan evladı o yaşa kadar kolay mı geliyor. analar babalar ne zorluklarla evlatlarını o yaşa getirip üniversiteye yolluyorlar. insafsız köpek seninde anan var karın var kızın var bir insan böyle bir vahşeti nasıl yapar. dişisine kötü davranan tek tür İNSAN. avrupa birliğine gireceğiz diye senelerdir insanları kandırdılar bir manşet vardı yanlış hatırlamıyorsam tansu çiller'in seneyi unuttum ama kocaman puntolarla şu tarihte tam üyeyiz diye tahmimin üstünden 15-20 sene kadar geçti peki bir neye girdik boş. amerikada hala idam cezası var suclular cezasını cekiyor. bizim avrupa birliğine ihtiyacımız yok. önce kendi içimizde birlik olalım beraber hareket edelim gerisi gelir. ama her kafadan bir ses çıkıyor istikrar yok her hükümet kendi cebini nasıl doldurur onun derdinde daha yazılacak çok şey var ama böyle bir vahşet siyasetin gölgesinde kalmamalı o yüzden kısa kesiyorum allah gani gani rahmet eylesin ailesine sabırlar yağdırsın böyle hasta ruhlu insalarıda allah tez zamanda cezalandırsın.
     
    ayk35 bunu beğendi.
  3. ERSİN

    ERSİN Süper Moderatör Süper Moderatör

    Katılım:
    5 Eylül 2010
    Mesaj:
    3.056
    Alınan Beğeniler:
    229
    Şehir:
    Ordu-Ünye
    Gerçek Ad-Soyad:
    Ersin
    Araç Modeli:
    Mercedes-Benz W211
    İfadeyi okudum , sanırım tecavüz yok. İki arkadaş ifadelerinde birbirine düşmüşler ki bu çırpınışlar kurtuluşu olmayacaktır.

    Ne olursa olsun ne yaparsa yapsın savunmasız bir kız nasıl şah damarına 3,5 bıçak vurulup , kolları kesilip yakılabilir anlaması güç.

    Rahmetli ve diger otobüs , minibüs , taksi kullanan her bayan güvenipte biniyor. Sen rotandan çıkıp başka bi yola girersen ve tekse araçta kuşkulanması korkması gayet normal. Aslında normal değilde bu boktan ülkede maalesef normal.
     
    ogun bunu beğendi.
  4. MURDOGAN

    MURDOGAN Ralli Pilotu

    Katılım:
    18 Kasım 2013
    Mesaj:
    1.023
    Alınan Beğeniler:
    46
    Şehir:
    İSTANBUL
    Gerçek Ad-Soyad:
    murat erdoğan
    Araç Modeli:
    honda jazz
    Düzceli bir abimin bu konudaki düşüncesi; böyle kani bozukları idam edip bu vatanın güzel toprağında çürümektense asit çukuruna atarak diş minesine kadar eritip duman olmasını sağlamalıyız. Zira bende bu fikri ve idamı destekliyorum.
     
    mesut_src bunu beğendi.
  5. Mahir

    Mahir Moderator Moderator

    Katılım:
    23 Aralık 2012
    Mesaj:
    9.549
    Alınan Beğeniler:
    3.737
    Şehir:
    Düzce
    Gerçek Ad-Soyad:
    mahir
    Araç Modeli:
    .
    Diyecek bir sey bulamiyorum bunun ve bunun gibi kani bozuklarinin ....................
    Lutfen kusuruma bakmayın
     
  6. Adastra

    Adastra Usta Sürücü

    Katılım:
    21 Ocak 2015
    Mesaj:
    252
    Alınan Beğeniler:
    124
    Şehir:
    Samsun
    Gerçek Ad-Soyad:
    Murat Çetinkaya
    Araç Modeli:
    Kia Sorento 2.5 CRDI EX Otomatik 2006
    Değerli forum arkadaşlarım, konu çok hassas bir konu ve öncelikle bir kardeşiniz ve arkadaşınız olarak şunu ifade etmek isterim. Bu ülkede bir kadın sadece kadın olduğu için katledilmiştir. Bu katli hiçbir gerekçe, sebep açıklayamaz. Bu katlin temelin sosyo-psikolojik sebepler vardır. Bu sebepler daha ufacıkken kazınır beyinlere, ta erkekler bebeklerle kızlar arabalarla oynamazdan başlar, laf atan arkadaşa gıpta ile devam eder, karısı kendinden korkan erkeğe alkış tutularak ve övülerek gelişir. Daha üst seviyelerde de sadece cinsel ihtiyaç objesi olarak görülen kadına uygulanan fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddet olarak nihayete erer. Bu olayların sebepleri toplumsal bilinç altımızda yatar. Bastırılmışlıkta, baskıda yatar. Oysa kadın insandır, hepimiz de insanoğluyuzdur.
    Özetleyecek olursam, idam cezasının olmaması bu olayların sebebi değildir. Sebep sistemseldir. Sistemin getirdiği yozlaşma, yok sayma, ayrıştırma ve ötekileştirmedir. Diğer yandan idam geri dönüşü olmayan bir cezadır. Yeşil Yol filmi de bu kavramı en iyi işleyen yapımlardandır. Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan siyaseten, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, 17 yaşındayken yaşı büyütülüp idam edilen Erdal Eren, 22 yaşındaki Necdet Adalı, Mustafa Pehlivanoğlu gibi sağ ve sol görüşten bir çok genç ömrünün baharında salt düşünceleri sebebiyle asılmıştır.
    İdam bir ceza hukuku müessesesi değildir. Bir intikam aracıdır. Kana kan esasıdır. Hukuk kin gütmez, intikam almaz.

    Özgecan'ın katlinde hepimizin yüreğine, vicdanına tarifsiz bir intikam ve hınç dolmuştur. Bu son derece doğal ve normaldir. Zira insan kinlenir, ama hukuk kinlenemez. Hukuk intikam almaz. Alamaz. Hukuk sadece toplum kurallarına aykırılıkları tespit ederek caydırıcılığı sağlamayı amaçlar. Şimdi nerede bu hukuk, nerede bu adalet dediğinizi duyuyorum. Haklısınız. Ama 3 tane mahlukat için tüm insanlığı geri dönüşü olmayan bir yola sokmak topluma kesilecek büyük bir fatura değil midir.

    Bir de şu var, elinizde dünyanın en iyi yasaları olabilir. Uygulayıcılar vicdandan, adalet duygusundan, mekin, fehim ve metin olmaktan bihaber iseler. O en iyi yasalar havada kalır. Aslolan uygulayıcıların yasaları herkese eşit olarak işletebilmesinden geçer. Eğer bir kişiye bu uygulama esnetilirse, tıpkı pirinç çuvalındaki ufak delik kıssası gibi bir müddet sonra elimizde sadece delik pirinç çuvalı kalır.

    Yapılması lazım gelen nedir? Adaleti egemen kılmaktır. Hukuku egemen kılmaktır. Üstünlerin hukukunu değil hukukun üstünlüğünü hakim kılmaktır. Bu da adalete güvenmekle ilgili değil adaleti güvenilir hale getirmekle mümkündür.

    Osmanlı Devleti'nin en önem verdiği konudur, adalet. Fatih Sultan Mehmet Han ve Kadı Efendi arasındaki diyalog buna vurgu yapar, herkes bilir. Üsküdar Kadısı Anadolu Beylerbeyini derdest ettirip ifadeye huzura alır. Kadıya kılıç kalkmaz. Kadılar Peygamber postu üzere hüküm verirler. Buna benzer bir çok örnek vardır. Hz. Ömer'in simgesidir adalet. Bir koyunun köprü tahtası yüzünden kırılan ayağı için 16 yıl hesap verdiği rivayet edilir, Nizamülmülk'ün Siyasetname'sinde. Adalet sarsıldığı zaman Osmanlı da sarsılmıştır.

    ABD'de idam cezası örnek gösterilir. ABD'nin her eyaletinde idam cezası uygulanmamaktadır. Kuzey eyaletlerinde idam cezası uygulanmaz, güney eyaletlerinde uygulanır. Ancak şöyle de bir istatistik vardır: Nüfus yoğunluğuna göre bu eyaletler arasında suç oranı farkında güney eyaletlerinde %35 daha fazla cinayet işlenmektedir. Bu veri de idamın suç artışının bir nedeni olmadığının en açık kanıtıdır.

    Son olarak, her insan saf ve temiz olarak gelir dünyaya, içinde bulunduğu çevrede şekillenir ve benliğini kazanır. Şiddetin, ayrımcılığın ve yok saymanın içinde yetişen her insan mahluklaşır, ilkelleşir, yok eder, katleder, tecavüz eder, yakar, yıkar. Bize düşen, çocuklarımızı kişilikli, kendine güvenen, özgür düşünen, dünyaya eleştirel gözle bakabilen, ayrıştırmayan, ötekileştirmeyen, yok saymayan, doğaya saygı duyan bireyler olarak yetiştirme çabasından başka bir şey değildir. Bırakalım kızlarımız arabayla, erkek çocuklarımız bebekle oynasınlar. Böylece büyüdüklerinde kızlarımız araba sürebilsinler anne olduklarında araba sürecek baba hastalandığında ya da araba sürebilecek durumda olmadığında ve erkek çocuklarımız evin annesi halsiz ya da hasta olduğunda evin babası olarak bakabilsinler bebeklerine, hallerinden anlasınlar.

    Kimse cinsiyeti, etnik kökeni, inancı, teninin rengi ve düşündükleri yüzünden öldürülmesin. Ölecekse insanları yaratıklaştıran, katilleştiren, canileştiren zihniyet ölsün.

    İyi akşamlar.
     
    Emre Akçay, kanikarali ve ReNe bunu beğendi.
  7. hayalet894

    hayalet894 Sürücü

    Katılım:
    16 Şubat 2015
    Mesaj:
    141
    Alınan Beğeniler:
    45
    Şehir:
    malatya
    Gerçek Ad-Soyad:
    oğuz erdoğan
    Araç Modeli:
    Kia Rio 1.25 cvvt fancy
    İdam bile yetersiz kalir ......
     
  8. kanikarali

    kanikarali Ralli Pilotu

    Katılım:
    27 Haziran 2011
    Mesaj:
    1.645
    Alınan Beğeniler:
    150
    Şehir:
    Ankara
    Gerçek Ad-Soyad:
    Ali Kanıkara
    Araç Modeli:
    2006 Cerato 1.5 CRDİ
    “Benim Oğlumun kimsenin canını almaya hakkı yok….”

    Bu sözler katil zanlısının annesine ait..

    Peki ya siz… ?

    Bir canlının, bir insanın yaşamına son vermeye, onu öldürmeye hazırmısınız.? Gerçekten buna niyetiniz var mı?

    Aslında Bu tartışma burada hiç yapılmamalıydı. Ben de burada benzer hiç bir tartışmaya katılmamaya kararlı iken, yazılanları okuyunca ve olaya tepki vermek adına yanlış anlaşılma korkusuyla yazmaya çalışacağım. Yanlış anlaşılma belki sizlerin zekasını hafife almak olur ki, baştan özür dilerim. Belki de şöyle demeliyim; Belki ben derdimi anlatamıyorum.? Her ne ise; olaylardan olgulardan kendimiz sıyıramayız ve bizler yaşadığımız ortamdan soyutlanamayız.

    Baştan söyleyeyim. İdam Cezasına karşıyım. Bu konuda ADASTRA arkadaşımızın görüşlerine aynen katılıyorum. Onu ayakta alkışlıyorum. Aynı şekilde EVREN 81 nickli arkadaşı da kutluyorum.

    Ve de 2 kız babasıyım. Birisi evli 1 çocuğu var. Her ikisini de okuttum. İstedim ki; ekonomik özgürlükleri ellerinde olsun, eloğlunun(!) eline bakmasınlar. Unutulmamalıdır ki, İnsanoğlunun en güvenilir dostlarından biri de paradır. İkisinin eli de tornavida, anahtar tutar. Ben olmadığımda evdeki tamirat işlerini rahatlıkla yaparlar. Büyüğünün sürücü belgesi var. Usta sürücüdür. Her iki kızıma da sonsuz güvenim var. Ancak saçlarının teline zarar gelmesin diye her zaman kılı kırk yararım. ÖzgeCan kızımızın başına gelenler kızlarımın başına gelse cezayı kendim verebilir miyim bilmiyorum. Her halde onların böyle bir Dünya’ya gelmelerine neden olduğum için önce kendimi suçlardım. Konuyu açan arkadaşında halisâne niyetinden şüphem yok. Ancak tepkisi olayın tazeliği, ciddiliği, acısı, tekrar olabilme yüzdesi ve vahşeti sonucu bu tepkiyi verdiğini düşünüyorum. Ona katılan arkadaşlar için de öyle olduğunu varsayıyorum.

    Yaşamımdan sizlere bir not vermek isterim... Bundan yıllar önce politik nedenlerle İdam cezası ile yargılandım. 3 yıla yakın olağanüstü koşullarda özgürlüğümden uzak kaldım. Sonuç Beraat ve şu anda aranızdayım ve bu olayın üzerinden 30 yıl geçti. Yani boynunda bir ilmekle gezmek nedir bilirim. Şunu da bilirim ki; insan eğer kendinden eminse ve masumiyeti inanıyor ise bu ilmek kravat düğümünden farklı değildir. Aslolan vicdanın ağırlığıdır.

    Ceza ve tutukevleri aslında insana çok şey öğretir. Hele de masumsanız. Ve de insansanız, ve vicdanınız varsa.. Unutmayın Ceza ve tutukevleri aynı zamanda toplumun da aynasıdır. Tolumdaki eşitsizlikler, adaletsizlikler, çarpıklıklar orda da devam eder. Yani duvarın her iki yanı da aynıdır.

    Bunları neden yazıyorum? Şöyle ki; İdam cezası çok tartışıldı. Yalnızca bizde değil tüm Dünya’da tartışıldı. Ve de bizde kaldırıldı. Üzerine yeni katkı yapabileceğimizi düşünmüyorum. Katkı yapabileceğimiz konu, bana göre “adalet sistemi”miz olsa gerek. Herkes bilir baklava çalan çocuğun başına gelenleri. Adalet anamız, adalet anlayışını her olaya yansıtamadığı için bu noktadayız. Adalet Terazisinin ne yazık ki her zaman doğru tartmadığını düşünüyorum. Geçtiğimiz ay TBMM’de 4 Bakan hakkındaki tartışmaları hatırlayın lütfen.

    Adastra arkadaşımız Yeşil Yol filmini örnek vermiş. İdam cezasından vazgeçtim. Önce Hürriyeti Kısıtlama cezalarına bir bakalım. Ben de başka bir sinema başyapıtından bahsetmek istiyorum. Belki izlemişsinizdir “Özgürlüğün Bedeli” infaz koşullarına iyi bir örnektir. Bizim infaz yasamızda 5 yıl ceza alan bir hükümlü yanlış bilmiyorsam 30 ay içeride kalıyor. Daha karar aşamasında iyi hâl, hafifletici sebepler, gibi indirimleri saymıyorum bile. Evren 81 arkadaşımız iyi bir örnek vermiş. Ceza artırımı yerine indirim geliyor bizde maalesef. Mağdur kadınlarımız olunca bu indirimler otomatiğe bağlanıyor. İçeride de paranız, gücünüz, ağanız varsa, yani güçlüyseniz içerisi de dışarı da fark etmez. ABD’de hükümde kesinlik vardır. Hükümlünün durumu değişmedikçe hüküm de değişmez. Hükümlü belirli aralıklarla İnfaz heyetinin karşısına çıkar. Bu süre 3-10 yıl arasıdır. İnfaz heyeti infaz kurumunun raporları, sosyolog ve psikolog gibi uzmanların raporlarını da irdeleyerek indirime veya cezanın devamına karar verir. Dahası hükümlü içeride tespih sallayarak, volta atarak vaktini geçiremez orada. Hükümlü, toplum için yararlı olmak zorundadır. Çalışmak, üretmek zorundadır.

    Toplumumuz bu noktaya nasıl geldi ona bakmak lazım bana göre. “Adastra” Murat Bey kardeşim kısaca ve özlüce nedenleri ortaya koymuş. 4 ay özel donatılmış cezaevinde kalıp bunu zindan diye anlatan adamın, izlediği politikaların da katkısıyla biz, bu günlere geldik. 2 ay önce Eğitim Şurâsında kız ve erkek eğitiminin ayrılması tartışılabiliyorsa, hamilelerin sokaklarda gezmemeleri düşünebiliniyorsa, kahkaha atan kadın tartışılıyorsa, kaç çocuk doğurulacağı topluma empoze ediliyorsa, namus, şeref, haysiyet bacak aralarında aranıyorsa toplumumuz benzer olaylarla daha çok karşılaşacak demektir. Bırakın idamı, derisini yüzüp, kırk katırın arkasına bağlayıp ve de kırk satırla da doğrasak sonuç alamayız.
     
    gogo46, jeolog, Emre Akçay ve 2 kişi daha bunu beğendi.

Bu Sayfayı Paylaş