Hükümetin Yerli Otomobil Markası Yaratma Girişimi yeni bir aşamaya geldi sanırım. BU gün T 24 Haber Sitesinde yer alan haberi sunuyorum. Başbakan Erdoğan'ın yerli ototmobil için seçtiği adam ortaya çııktı... T24 MÜSİAD Başkanı Nail Olpak’ın yerli otomobil üretimi konusunda “aranan babayiğit aramızdan çıktı ama adını açıklayamam” diyerek bahsettiği işadamı, DRD Derindere Otomotiv AŞ’nin sahibi Ömer Derindere çıktı. MÜSİAD üyesi Ömer Derindere ve şirketin başına getirdiği oğlu Özkan Derindere, mühendis Önder Yol ile birlikte yaklaşık 3 yıldır elektrikli otomobil yapımı üzerinde çalışıyorlar. Şu anda birden fazla elektrikli otomobil prototipi üretildi ve bu modeller için Sanayi Bakanlığı’ndan “tip onay belgesi” alındı. Yani şu an itibariyle araçların trafiğe çıkmasında herhangi bir engel bulunmuyor. Ancak yıllardır derinden derine “yerli oto” üzerinde çalışan Derindere ailesi, bu prototipleri Türkiye satışını üstlendikleri dünyaca ünlü bir Japon otomobil devinin modelleri üzerinde gerçekleştirdi. Yani sıfırdan bir otomobil üretilmedi, Japon firmanın Türkiye’de çok satılan bir modelinin içi boşaltılarak elektrikli otomobile dönüştürüldü. Araç için yazılımları mühendis Önder Yol hazırlarken, araçta kullanılan akü bataryaları da ABD’den ithal edildi. Bu arada DRD Derindere’nin elektrikli otomobillerini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da test etti. Proje hakkında bilgilendirilen Erdoğan, MÜSİAD’ın 28 Nisan’daki Genel Kurulu’nda aracı görmek istedi ve araçla kısa bir tur attı. Öte yandan geçtiğimiz günlerde TÜBİTAK yetkililerinin de MÜSİAD ziyaretleri sırasında konu gündeme geldi. TÜBİTAK üyelerinin merakı üzerine üretilen araçlardan biri MÜSİAD’ın Sütlüce’deki Genel Merkezi’ne getirildi ve üyelere test sürüşü yaptırıldı. Derindere ailesi, projenin duyulmaması için adeta gizlilik yemini etmiş durumda. Ömer ve Özkan Derindere’nin MÜSİAD Başkanı Nail Olpak’ın sürpriz açıklamasını ise şaşkınlık ve endişe ile karşıladığı belirtiliyor. Çünkü Derindere’nin yerli oto çalışmaları MÜSİAD’ın eski başkanı Ömer Cihad Vardan dönemine dayanıyor ve o dönemden beri de gizlilikle yürütülüyordu. Sır gibi sakladıkları projenin reklam ve tanıtım için bir reklam ajansı ile anlaşan aile, şubat başında ürettikleri aracın tanıtımı için bir kampanya başlatmaya hazırlanıyor. İlk hedefleri ise ürettikleri elektrikli otomobilleri sahibi oldukları filo kiralama şirketinin hizmetine sunmak olacak.
Fosil yakıtlı araçlar yerine elektrikli araçlar üretmek bana mantıklı geliyor.Petrol kullanan araç piyasası tüm dünyada ve tüm coğrafyalarda paylaşılmış durumda.Dolayısı ile benzinli/lpg li veya motorinli araç üreterek daha önceden paylaşılmış dünya otomobil pazarında bir omuzluk yer açmak çok zor. Sadece yerli piyasaya araç üretmek için de ülkemize araç ithal edilmesini yasaklamak lazım ki günümüzde bu imkansız.Öyle bile olsa bu çarkın dönmesine sadece iç piyasa kesinlikle yetmez. Ayrıca bugün insanların daha önce kuş serisi ve Fransa da müzeye kaldırıldığı yıl Türkiye de yeni model modunda Toros adıyla piyasaya sürülen araçları kabul etmesini kimse düşünmüyordur herhalde.İnsanlar artık kalite,donanım,işçilik ve güvenlik ile tanıştı.Bu markalarla yarışabilecek sermayede bir firma çok zor.Kimse bu işe el atmazdı. Ancak daha önce de forumda benzer bir konuda daha fikrimi belirtmiştim;batarya teknolijisi,hybrid,elektrikli araçlar çok daha bakir. Bu işiçin firmalar dünya coğrafyası üzerinde parsel parsel paylaşıma girmediler.Kia bile bu noktaya gelebilmek için yaklaşık 60 sene çalışmış.Bizim emeklemeden koşmamız tabi ki imkansız ama en az 60 sene gerisinde olduğumuz petrol yakıtlı otomobil/motor dünyası ile aramızdaki mesafeyi koruyacağımıza daha paylaşılmamış batarya ve elktrikli otomobil sektörüne bir şekilde giriş yapıp kendimize yer açmak çok daha mantıklı.İlk etapta tüm malzemelerin burada üretilmesini bekleyemeyiz ancak eğer bu işte kararlı olunursa arayı zamanla kapatıp,parçaları tamamen yerli olan elektrikli oto üreten,onun yan sanayisini üstlenen ve zamanla dışarı araç ihraç edebilen bir ülke olabiliriz. Tabi Devrim arabalarında,anadolda ve çok daha öncesinde 1942 de civatasına kadar yerli olarak üretilen Nuri Demirağın 16 kişilik ve zamanında ''A'' class uçak sınıfında 300 küsür adet yurtdışına ihraç edilen uçaklarda olduğu gibi önünü kapatma hamleleri olmazsa
Konu ile ilgili burada daha önce tartışmıştık. Hemen hemen hepimizin görüşünü Hakan arkadaş özetlemiş. Ben, görüşümü "İçim Yanıyor İçim" başlığı altında söylemiştim. Elektrikli araçlar hala taşınabilir güç kaynaklarını (akülerini) optimize edemediler. Bugün bildiğim kadarı ile öncelikle araştırması yapılıp yavaş yavaş yollara salınan otomobiller Hidrojen Hücre Yanma teknolojisi. Bu konuda USA'da ve Kore'de HYUNDAI tarafından yürütülen bir çalışma var. Yukarıda bahsettiğim başlıkla da bu konuya dikkat çekmek istemiştim. Türkiye'de yapılmak istenen de sanırım TOYOTA'nın elektrikli ve hibrit yapıları sanırım. Adı geçen Firma TOYOTA Bayisi. Hayırlı olsun..
Toyota Honda ve Renaultu da içten içte tebrik etmek lazım adamlar elektrikli otomobiller için ellerini taşın altına sokuyorlar
Dediğim gibi bir yerden başlamak lazım.Bakir olan pazar elktrikli otomobil.Bence biz bataryaya yatırım yapsak ileride kazanırız.
Biraderim yurtdışında iken gittiğim bir ülkede hybrid otomadik handa jazz kiralamıştım.Değişik bir deneyim oldu.Araç 4 gün boyunca dere tepe dolaşmamız ve 500 km şehir dışı kullanımımızın sonrasında 1 depoyu ancak bitirebilmiştik. Dediğin gibi adamlar taşın altına elini sokmuş.Ne de güzel yapmışlar
Serdar Beyin verdiği linkteki (hürriyet.com) haber ve yorum işi özetlemiş. Olay reklam ve sermaye grubunu öne çıkartma ile özetleniyor. Dahası bu tip ayaklarla kimilerine sermaye aktarımı yoluna gidilmez umarım ki. Ben elektrikli Otonun bizi bir yere götüreceğine inanmıyorum. Nedeni ise bizde elektrik ucuz değil ki. Dahası biz enerji konusunda biz dışa bağımlıyız. Büyük oranda da Rusya'ya bağımlıyız. Elektriğimizi Rus gaz şirketi Gazprom'dan aldığımız gazla elektrik dönüşüm santralinde elektrik üretiyoruz. Daha da bağımlı hale geleceğiz. Bu kez de Akkuyu'ya yapılacak nükleer santrali de Ruslar yapacak. Anlamıyorum bu kadar bağımlılığı. Elektrikli araçların akülerinin Türkiye'de üretilmesi ise tam bir çevre sorununa dönüşebilir. Hybrid araçlar ve Hidrojen Hücre yakıt teknolojisi bana biraz daha gerçekçi geliyor. Bunlar da teknolojiye sahip olmayı ve patent sorunlarını doğuruyor. Ama tüm Dünya'da şöyle bir şey var ki; içten yanmalı motorların zamanı yavaş yavaş doluyor.
Günümüzdeki en etkili ve görünmez pranga enerji açısından dışa bağımlılık bence.Enerji yüzünden fransa Libya ya saldırdı.Şua anda Libya petrol kuyularının başında total oturuyor.Tabi amerikan ve ingiliz petrol şirketleri de pastadan payını aldı.Bize sadece inşaat işleri kaldı.Sarkozy ekonomik krizin sonucu olarak uçuruma giden ülkesini -ki sarkozy Kaddafi nin seçim kampanyası için bağışladığı para ile kampanya yaparak seçilmişti-Libya ya saldırarak -petrol kuyuları için tabi ki-kurtardı. Savaşların hemen hemen hepsi doğal kaynaklar ve enerji aç gözlülüğü yüzünden açılmıştır.
bu saatten sonra fosil yakıtlarının devri bitmiştir üretmemiz gereken elektrikli,hidrojenli araçlardır aslında araç üretiminden ziyade motor , batarya ve yazılıma ağırlık vermek gerekir sonuçta yerli bir marka olsa bile bileşenleri yabancı üretim olursa hiç bir anlamı olmaz mesela yiğit akü ve mutlu akü bu konuda ciddi argeler yapıyor diye biliyorum
yerli olsun da ne olursa olsun isterse önden bir öküzle çekmeli olsun otomobil.zamanla geliştirirler!(-belki).türk motor(tümosan) aynı yıl hyndai ile dünya bankasından mı imf denmi (nerden unuttum) çekilen kredilerle kuruldu ikiside.sonuç hyndai kendi çeliğini üreten dünya devi tek otomobil,tümosan ise 60 yıl sonra ancak sarı çizmeli mehmet ağa ya traktörü anca.ama elektrikli oto fabrikası şimdilik hayal bence türkiye için.maliyet-satış-marka vs vs vs. kurtarmalı
Ne demek istediğinizi anladım da "zamanla geliştirirler" biraz geç oldu. Bende isterim yerli bir otomobil. Haberde yer alan girişimde, Anadol ve Serçe'den bu yana geliştirilen her model bizi geriye iteklemiştir. Sizin de takdir ettiğiniz HYUNDAI Hidrojen Hücre Enerjisini belki gelecek 5 yıl içerisinde tüm modellerinde kullanacak bu arada da aynı araçları muhtemelen uçuracak teknolojiyi geliştirmeye çalışacaktır. Saygılarımla..
Merhaba.Öncelikle zamanında girişimde bulunupta biryerlere geldikten sonra durdurulan,yarış dışına daha emeklerken itilen insanların durumuna düşmemek için bu tarzda girişim yapacak olan sanayicicilerin kendilerini sağlama almaları gerekiyor bence.Yoksa eğer engellemeselerdi bugün boeing firmasının yerinde dünya devi olarak yolcu uçağı üretecek olan yerli firmanın kurucusu Nuri Demirağ gibi pistteki küçük baş hayvanlar bahane gösterilerek kaza yapan uçağa atfen yine bir karalama kampanyası ile karşı karşıya kalarak iflas edebilirler ve engellenebilirler. Bu dışta buna sevinecekler kadar içte sevinecekleride mutlu edecektir.Artık yengeç sepetindeki yengeç olmaktan vazgeçmeliyiz.Biliyorsunuz 1 sepet dolusu yengeci oturup izlerseniz;dışarı çıkmak üzere olan yengeçleri diğerleri bacaklarından tutarak tekrar içeri çekerler. O zaman işte bizde ilerleyebiliriz.
Haklısınız da, bu gün ne N. Demirağ'ın 40 yıllarında ne DEVRİM'in 1960'lı yıllardayız. Serçe'yi, Anadol'u Türkiye'de üretenler, montaj sanayi yerine gerçekten ürün geliştirmeye yönelik üretim yapsalardı bu noktada olmazdık. Teknoloji çok hızlı gelişiyor. Teknolojide fark yaratmayacak olan, tarafımızdan üretilmiş hiç bir araç bizi bu kulvarda tutmaz. Bu gün Ülkemizde pek çok aracın hayati öneme sahip parçalarını üretebiliyoruz. Ama ne yazık ki; ürettiğimiz malların patentleri bize ait değil. Buna elektronik, elektrik, metal ve hatta tekstil ürünleri dahil. Bu son girişim keşke elektrikli araçların Ülkemizde üretilmesi ve sonucunda Dünya'da yarışabilecek bir marka yaratsa. Daha baştan belli ki yapılacak olan şudur; Devlet bu sermaye grubunun ana sermayesine omuz verecek. Kısacası devlet eli ile kapitalist yaratmaya devam...:winkxp9: