Kia Yedek Parça - Parça Ofisi LPG KABLO

YOL HİKAYELERİ

'Sohbet' forumunda kanikarali tarafından 28 Mayıs 2013 tarihinde açılan konu

  1. ism@il

    ism@il SUPER MODERATOR

    Katılım:
    29 Kasım 2012
    Mesaj:
    20.638
    Alınan Beğeniler:
    4.794
    Şehir:
    İSTANBUL
    Gerçek Ad-Soyad:
    ism@il
    Araç Modeli:
    Sportage 2012 gsl plus
    Bekliyoruz yeni yazıları...
     
  2. heh

    heh Yönetici Yönetici

    Katılım:
    5 Mayıs 2011
    Mesaj:
    33.832
    Alınan Beğeniler:
    9.422
    Şehir:
    Kocaeli
    Gerçek Ad-Soyad:
    Hakan Y.
    Araç Modeli:
    Eski Ceratocu
    Ben de:)
     
  3. maminci

    maminci Ralli Pilotu

    Katılım:
    21 Ekim 2010
    Mesaj:
    1.494
    Alınan Beğeniler:
    10
    Şehir:
    Malatya
    Gerçek Ad-Soyad:
    Mehmet Aminci
    Araç Modeli:
    Toyota corolla
    Benim öyküm kısa ama benim için çok eğiticiydi.

    11-12 yıl önceydi. Sivas'tan Tekirdağ'a gidiyoruz, yol 1200-1300 km civarı, sürekli bakıma muhtaç hastamız var, onu götürüyoruz, arabamızda hasta var yani, klima da yok (reno9), yaz aylarının sıcağı.

    Babamla dönüşümlü kullanıyoruz. Sivas'tan yola çıktık, bir kaç saat gittik babam 'yoruldum sen devam et dedi' ve aldım. Yaklaşık 2-3 saatta bir 10-15 dk mola vererek gittiğim halde Bolu Dağı civarında yorgunluk hissetmeye başladım, daha önceki uzun yol seyahatlerimde uykumun geldiği, halsizleştiğim, dikkatimin dağıldığı olmuştu ama o güne kadar hiç öyle bir şey hissetmemiştim. O yoldan çok geçtiğim için biliyorum 5 en fazla 10 km sonra dinlenme tesisleri başlıyor, birinde durup dinlenebilirim ama o kadar yorulmuşum ki kaslarıma hükmedemiyorum, karşıdan gelen arabayı görüyorum ama direksiyonu kırmak için gereken gücü kollarımda bulamıyorum, baktım ki 'kaza geliyorum diyor' babama 'tesislere çok az kaldı ama çok yoruldum, sen al' dedim, değiştik ve 5 km gitmeden tesise gelip mola verdik. Ben o molada yaklaşık 45 dk oturur vaziyette uyudum arabada, o sürede öyle derin uyumuş dinlenmişim ki tekrar yola devam ettiğimizde kendimi çok dinç hissediyordum, ne İstanbul trafiğinin karmaşası ne sonrası gözüme gelmedi ve çok rahat bir şekilde ulaştık Tekirdağ'a.

    O seyahatte, bir sürücünün dikkati dağılınca, uykusu bastırınca nasıl kaza yapıyor anladım. Ondan önce de zaten 2-3 saatta bir mola verip dikkatimi toplayarak giderdim ama ondan sonra daha titiz davranmaya başladım, hafif bir yorgunluk belirtisi görsem hemen durur dinlenirim, iyice kendime gelene kadar da tekrar yola koyulmam, 10 dk ise 10 dk, 1 saatsa 1 saat. 'Direksiyona geçer, varmadan mola vermem' diyenler de uzak dururum, bana sorarsanız 'cahil cesareti'.

    Başka bir ders te klima. O gün benim aşırı yorulma sebeplerimden birisi araçta klima olmamasıydı. Ondan sonraki araçlarım hep klimalıydı ve ş içi ş dışı demeden hep kullanırım, az yakmış çok yakmış hiç önemli değil, aksi durumda aşırı yorgunluk ve dikkat dağınıklığı sonucu ne olduğunu yaşayarak gördüm çünkü.
     
  4. ReNe

    ReNe Super Moderator Super Moderator

    Katılım:
    12 Mayıs 2011
    Mesaj:
    8.460
    Alınan Beğeniler:
    2.112
    Şehir:
    İSTANBUL
    Gerçek Ad-Soyad:
    Murat Çaşkurlu
    Araç Modeli:
    BMW 116 D 1.5l 8 ileri Zf
    Evet hafif serin havada seyahat etmek güzel , kabinde hava ısındı mı dikkat dağılmaya başlıyor insanın uykusu geliyor . Hayır her şeyi geçtim uzun yolculuklarda durmak zaten keyifli bir hadise , tek seferde 1000 lerce km gitmenin bence pek esprisi yok ;)
     
  5. maminci

    maminci Ralli Pilotu

    Katılım:
    21 Ekim 2010
    Mesaj:
    1.494
    Alınan Beğeniler:
    10
    Şehir:
    Malatya
    Gerçek Ad-Soyad:
    Mehmet Aminci
    Araç Modeli:
    Toyota corolla
    Aklıma gelmişken yollarda çok gördüğüm bir kaç yanlışı da paylaşayım.

    1-Sürücülerimizin sinyal kullanma alışkanlığı yok, önünüzde kararsız ilerleyen ya da aniden manevra yapan bir araba, kazaya davetiye.. O kolu kullanmak o kadar da zor değil.

    2-Seyahat halinde bir kazaya denk gelince diğer sürücüler 'dörtlü flaşör' yakmıyor, tam aksine hem yola devam edip hem de kazanın ayrıntılarını görmek için gözünü yoldan ayırıyorlar, 2. kazaya davetiye..

    3-Düğün ve asker uğurlama konvoyları. Gerek gürültüsüyle çevreye verdiği rahatsızlık gerek camı açıp kapıya oturma, aracın yolunu kesme vb ile kazaya davetiye, nereden baksanız iler tutar yanı yok..
     
  6. kanikarali

    kanikarali Ralli Pilotu

    Katılım:
    27 Haziran 2011
    Mesaj:
    1.645
    Alınan Beğeniler:
    150
    Şehir:
    Ankara
    Gerçek Ad-Soyad:
    Ali Kanıkara
    Araç Modeli:
    2006 Cerato 1.5 CRDİ
    Mehmet Bey paylaşım için teşekkürler. Tespitlerinize aynen katılıyorum. Maalesef araçlarımızın bazı donanımları bazı sürücüler için aksesuar değerlendirmesi içinde kalıyor. Korna'yı yerli yersiz kullanmayı biliyoruz da, sinyal lambasını, dörtlü flaşörü kullanmayı bilmiyoruz. Dahası bu günkü araçlar adeta "benim bakıma ihtiyacım var, karnım ağrıyor, başım dönüyor gibi" uyarılarda dahi bulunuyor.

    Bundan 20 gün önce İzmir'den Ankara'ya Otobüs ile döndüm. Tek başınaydım ve özel araçla yolculuk etmek mantıklı gelmedi. O yolda pek çok kez arabam ile yolculuk yapmıştım da biraz da etrafı izlemek, baharın güzelliklerini görmek amacıyla gündüz yolculuğunu tercih ettim.
    Öğle vakti İzmir Otogarından yola çıktık. Hemen sürücünün ardında 2 numarada yalnız oturuyorum. Sanki biraz da denetlercesine genç otobüs sürücüsünü izliyorum. Turgutlu'ya kadar yol nerede ise Belkahve mevkii dışında düz bir hat çizer. Ondan sonra biraz daha virajlı ve yokuşları olan yolda Travego'nun gidişini izledim. Dizelciyiz ya meraktan olsa gerek; devir saatini, kilometre göstergesini izlerken birden gözüme ilişiverdi. Arıza lambası yanıyordu. Dahası servise gitmesi gerektiğini iki ağızlı anahtar şeklindeki uyarı ışığı da yanıp sönmekteydi. Aklıma türlü düşünceler geldi. Arabada benim gibi,20-25 yolcu daha vardı. Emniyet kemerim takılı ama, beni neye karşı koruyabilecekti. Hızımız normal, sürücü dikkatli kullanıyor, yol çift şerit otoban kalitesinde de, neyin nasıl olacağını kestiremeyiz ki. Diken üstünde seyahat ediyoruz da bir konu açılsa da sürücü ile konuşsam, uyarılarda bulunsam diye bakıyorum. Bu arada biz de meşhur Kula rampalarını çıktık, Kula'yı geçtik Uşak' a doğru ilerliyoruz. Gidenler bilir. Kula'dan sonra Yenişehir Rampaları vardır. Yaklaşık 200-300 metrelik düz çıkışlar arasında keskin 7-8 virajı ve dik eğimi vardır bu yolun. Birinci düz rampayı rahat çıktı araba ve virajlara kıvrıldı. 2. düzlüğü de geçtik, viraj çıkışında arabanın devir saati sürücü vitesi değiştirmese de bir indi çıktı toparladı yola devam etti. Son düzlüğün daha başında araba yine kasıldı, sürücü 2 kez vites düşürmesine rağmen araba yavaşladı ve nihayetinde de stop etti. Marşa bastı araba çalışmadı. Neyse ki; yolun en geniş yerinde en uygun yerde kalmıştık. Yol kalabalık ve durduğumuz yer aşağıdan gelenlerce de, yukarıdan gelenlerce de görülebiliyorduk. Sürücü Arıza var dedi indi, biz de arkasından indik. Kaputu açtı, daha önce başına gelmiş olacak ki; yakıt filtresi elemanını söktü, yenisiyle değiştirdi. Bu arada yine başına gelmiş olacak ki; bir rekoru da değiştirdi. Dayanamadım viraj çıkışına reflektör koymamız gerektiğini söyledim. Önce ters ters baktı "ne çok şey biliyorsun" dercesine. Fakat bir otomobil yokuş çıkan başka bir TIR'ı sıkıştırınca servis elemanına reflektörü koydurdu. Şimdi iş motorinin havasını almaktı ama ne kadar uğraşsa da beceremedi. Uzun bir telefon trafiğinin ardından Kula'dan usta geleceğini söyledi. Bende fırsatını bulup, arıza ışığının ve servis uyarısının yandığını söyledim. Söyledim ama sürücü dertli çıktı. Araba şahsa aitti ve komisyon karşılığı çalışıyormuş. Patronları bakım için turun bitmesini bekliyormuş falan filan. Kaliteli motorin kullanmadıklarını, filtrenin şiştiğini söyledim, haklısınız dedi motorin ve 10 numara yağı birlikte kullanıyorlarmış. 2 saate yakın bekledikten sonra Kula'dan 78 model reno ile yaşlı bir usta geldi. Önce enjektörlerin 6 sının da motorin girişlerini gevşetti ve marşa bastırdı. Daha sonra enjektörlerden 1 tanesini açtı ve pompalamaya devam etti. Ne zamanki motorin kesintisiz gelmeye başlayınca marşa bastırdı ve araba hemen çalıştı. Usta yaklaşık 10 dakikalık bir uğraştan sonra 100 TL'yi aldı gitti. Ustaya verdiği para sürücüye çok geldi "vay anasına 10 dakikada 100 Lira kaptı diye söyleniyor ama yola devam ettik. Uşak'a girerken motorin alması gerekiyormuş sürücünün gözü hâla ucuz motorin arayışında. Sonunda ustaya verdiği para aklına gelmiş olacak ki; PO'dan depoyu doldurdu.
    Biraz gecikmeli de olsa Ankara'ya geldik. Ertesi gün firmadan aradılar özür dilediler. Bende gördüğümü, duyduğumu onlara ilettim. Demem odur ki; Ne arabamıza bakıyoruz, ne insanımıza değer veriyoruz. İnsanların tek amacı para kazanmak olmuş. Kurallara uymadığımız gibi makinelerın verdiği uyarılara bile kulak asmıyoruz.
     
  7. jubatheenforcer

    jubatheenforcer Sürücü

    Katılım:
    29 Mayıs 2013
    Mesaj:
    173
    Alınan Beğeniler:
    7
    Şehir:
    Ankara
    Ne yazık ki insanların zamanının ve canının,birilerinin kazandığı bir kaç kuruştan daha değersiz olduğu bir ülkede yaşıyoruz.İnsan birebir karşılaşınca daha fazla anlıyor durumun önemini.
     
  8. heh

    heh Yönetici Yönetici

    Katılım:
    5 Mayıs 2011
    Mesaj:
    33.832
    Alınan Beğeniler:
    9.422
    Şehir:
    Kocaeli
    Gerçek Ad-Soyad:
    Hakan Y.
    Araç Modeli:
    Eski Ceratocu
    Paylaşımınız için teşekkür ederim.Çok mantıklı bir hareket yapmışsınız.Ben de benzer hareket edtmeye çalışırım.İnsan bir süre dikkatle araç kullandıktan sonra psikomotor refleksleri ziyadesi ile azalıyor.O zaman kahve ya da çay.yarım saatlik bir dinlenme ve de uyku en güzel şeyler;)
     
  9. Tülin

    Tülin Yönetici Yönetici

    Katılım:
    5 Eylül 2010
    Mesaj:
    1.136
    Alınan Beğeniler:
    45
    Şehir:
    İstanbul
    Bir tanede benden, kısa ama öz :D benim dedem 100 yaşında gözü ve kulağı az görür-duyar. Eee malum ama genede maşallahı var :) şehir trafiğine kolay kolay çıkmaz. bizim muhit dedemi tanıdığı için arabalarını ona göre kullanır ve hoşgörülüdürler :) dedem araba kullanırken yanında oturuyorum. gözü görmediği için tümseklerde tavana zıplayarak geçiyoruz. Sonra tümseği gördüm eyvah dedim :) diyaloğumuzu aynen yazıyorum.

    ben- var gücümle bağırarak, dede tümsek
    dedem- ne dedin?
    ben- dedeeeee tümsek yavaşla
    dedem- bir daha söyle

    O sırada tabi tavana kadar zıplayarak tümseyi geçtik :D

    Ve dedem- Ee tümsek varmış ne söylemiyorsun diye kızdı

    gülsem mi ağlasa mı bilemedim :D :D

    not: bu arada artık çok şükür arabası yok, annemler zorla sattırdı :D :D
     
  10. heh

    heh Yönetici Yönetici

    Katılım:
    5 Mayıs 2011
    Mesaj:
    33.832
    Alınan Beğeniler:
    9.422
    Şehir:
    Kocaeli
    Gerçek Ad-Soyad:
    Hakan Y.
    Araç Modeli:
    Eski Ceratocu
  11. ReNe

    ReNe Super Moderator Super Moderator

    Katılım:
    12 Mayıs 2011
    Mesaj:
    8.460
    Alınan Beğeniler:
    2.112
    Şehir:
    İSTANBUL
    Gerçek Ad-Soyad:
    Murat Çaşkurlu
    Araç Modeli:
    BMW 116 D 1.5l 8 ileri Zf
    :thumbup:
     
  12. kanikarali

    kanikarali Ralli Pilotu

    Katılım:
    27 Haziran 2011
    Mesaj:
    1.645
    Alınan Beğeniler:
    150
    Şehir:
    Ankara
    Gerçek Ad-Soyad:
    Ali Kanıkara
    Araç Modeli:
    2006 Cerato 1.5 CRDİ
    100 yaşında ve direksiyona geçebiliyor :blink: Maaşallah diyelim dedenize. Şahsen ben 10 sene sonra ölmez sağ kalırsak, oraya oturacağımı düşünemiyorum. Tabi sizin için o sağ taraftaki koltuğa oturabilmek te ayrı bir cesaret örneği. :rolleyes:
     
  13. heh

    heh Yönetici Yönetici

    Katılım:
    5 Mayıs 2011
    Mesaj:
    33.832
    Alınan Beğeniler:
    9.422
    Şehir:
    Kocaeli
    Gerçek Ad-Soyad:
    Hakan Y.
    Araç Modeli:
    Eski Ceratocu
    Öyle demeyin Ali Bey.Allah uzun ve sağlıklı ömür versin size ve bizlere/sevdiklerimize.Daha orta yaştasınız siz;)
     
  14. Tülin

    Tülin Yönetici Yönetici

    Katılım:
    5 Eylül 2010
    Mesaj:
    1.136
    Alınan Beğeniler:
    45
    Şehir:
    İstanbul
    ilk oturduğumda kalbim yerinden fırlayacaktı, sağa bakmaz sola bakmaz. sonra baktım arabalar sağa sola gidiyor rahatladım:D yanlız dediğim gibi oradaki herkes dedemi tanır, sever, sayar yoksa ciddi kavgalar çıkardı:D tabi şimdi gülerek anlatıyorum ama çok korkuyorduk birşey olucak diye. yinede maşallahı var, hiç kaza yapmadı ama satılınca hepimiz bir rahatladık :)

    Ayrıca Ali bey öyle demeyin benim babamda 70 yaşında ama 60 yaşında gösteriyor :) Allah sağlık sıhat verir inşallah 80 yaşındada kullanırsınız :)
     
  15. maminci

    maminci Ralli Pilotu

    Katılım:
    21 Ekim 2010
    Mesaj:
    1.494
    Alınan Beğeniler:
    10
    Şehir:
    Malatya
    Gerçek Ad-Soyad:
    Mehmet Aminci
    Araç Modeli:
    Toyota corolla
    Tülin Hanım hikaye 10 numara:thumbup1:

    Arkadaşımın arabasının ha bire amortisörleri patlayıp duruyordu,
    'bu arabada bir sorun mu var, beraber dolaşalım bir gün' diyerek arabasına bindim, o kullanırken fark ettim ki ne çukur dinliyor ne kasis,
    'neden buralardan yavaş geçmiyorsun? böyle hızlı girersen tabi patlar bunlar' dediğimde 'görmüyorum ki' dedi,
    ardından göz muayenesi, gözlük önerisi, o araba o gün bugündür sağlam, araba bana minnettar..:)
     
  16. kanikarali

    kanikarali Ralli Pilotu

    Katılım:
    27 Haziran 2011
    Mesaj:
    1.645
    Alınan Beğeniler:
    150
    Şehir:
    Ankara
    Gerçek Ad-Soyad:
    Ali Kanıkara
    Araç Modeli:
    2006 Cerato 1.5 CRDİ
    Teşekkürler dilekleriniz için Hakan Bey. Şimdilik "Yol Hikaye"yemize devam ediyoruz. Artık bizler için yokuş aşağı gidiyoruz. Yaşam ne kadar gerçekse, yaşamın son bulması da o kadar gerçek. Türkiye'de ortalama yaşam süresi sürekli yükseliyor. Yanlış hatırlamıyorsam 70-74 yıldı. Yaşlandık diye hayattan elimizi ayağımızı çekmedik. Herkese sağlıklı, uzun yaşamlar..

    Benim için de göstermediğimi söylerler ancak en iyi kişi kendisi biliyor. Dedeniz gibi olmayı kim istemez. Daha uzun yıllar birlikte olmanızı ve ona sağlık dilerim. Lütfen hızlı sürücümüzün benim için ellerinden öpün.

    Paylaşımınız gerçekten çok güzel. Böylesine usta sürücünün yanında araba kullanmak da zordur.:rolleyes:

    Mehmet Bey olaya çok güldüm. Benzer bir hikaye de ben anlatayım.

    Bir pazar günü evde oturuyorum kapı çaldı. Açtım baktım bir aile dostumuz ve oğlu. İkisinin de Sürücü Belgeleri var. 2. el Renault 19 almışlar, gezmeye çıkmışlar. Bizim Batıkent'in Caddeleri geniştir hem arabayı hem kullanmayı amaçlamışlar. Lâkin yol öyle bir yere gelmiş ki; geri vitesi kullanarak dönmek istemişler, geri vitesi bulamamışlar. Uzatmayalım orada kaldırım, inşaat artıkları ve kalıp tahtalarının üzerinden 1. vitesle geçerek dönüşü gerçekleştirmişler. Bizim ev de yakın olunca geri vitesin yerini öğrenmek için bana uğramışlar. Yardımcı olduk tabi. Şimdi aklıma geldikçe gülerim.
     
  17. heh

    heh Yönetici Yönetici

    Katılım:
    5 Mayıs 2011
    Mesaj:
    33.832
    Alınan Beğeniler:
    9.422
    Şehir:
    Kocaeli
    Gerçek Ad-Soyad:
    Hakan Y.
    Araç Modeli:
    Eski Ceratocu
    :thumbup:

    GT-N7100 cihazımdan Tapatalk 2 ile gönderildi
     
  18. jubatheenforcer

    jubatheenforcer Sürücü

    Katılım:
    29 Mayıs 2013
    Mesaj:
    173
    Alınan Beğeniler:
    7
    Şehir:
    Ankara
    Güzel bir hikaye Ali Bey :) Benzer bir olay da benim başıma geldi.Kuzenim 0 olarak bir araç almıştı.Ehliyetini de aldı ama henüz trafiğe çıkacak kadar pratiği yoktu.Bir gün onlarda otururken kapı çaldı,işçiler malzeme indireceklermiş.Bizim kuzenin arabası onlara engel oluyormuş çekmemizi istediler.Kuzen indi aşağıya ama uzun süre oldu dönmüyor,bende aşağıya indim.Bir baktım benim kuzen aracı geri vitese geçirmeye çalışıyor,başaramamış :) İn ulen aşağı dedim aracı geri vitese takıp çıkardım park yerinden.Aracın vitesi mandallıydı onu bulamamış,dedim sen trafiğe çıkma daha geri vitese alamıyorsun :)

    Bu arada bende batıkentteyim Ali Bey,siz neresindensiniz ?
     
  19. kanikarali

    kanikarali Ralli Pilotu

    Katılım:
    27 Haziran 2011
    Mesaj:
    1.645
    Alınan Beğeniler:
    150
    Şehir:
    Ankara
    Gerçek Ad-Soyad:
    Ali Kanıkara
    Araç Modeli:
    2006 Cerato 1.5 CRDİ
    Merhaba Sercan Kardeş. Paylaşım için teşekkürler. Ben Batıkent Kardelen Mahallesinde oturuyorum. 2006 HB Beyaz Cerato, 35 plaka görüşmek ümidi ile..
     
  20. jubatheenforcer

    jubatheenforcer Sürücü

    Katılım:
    29 Mayıs 2013
    Mesaj:
    173
    Alınan Beğeniler:
    7
    Şehir:
    Ankara
    Memnun oldum Ali bey bende hacı sabancı havuzu civarında oturuyorum.Umarım güzel bir buluşma ayarlanır görüşürüz.

    Saygılar.
     

Bu Sayfayı Paylaş