Bu da benim kara şimşek :D

Evet İsmail.Allah düşmanıma vermesin.99 depreminin manzaraları hala aklımda.

 

Peki hayatımızdane değişti? Hiç birşey
"Deprem değil, binalar öldürür..."
Tedbiri al, takdiri allaha bırak...
Müteahhitlere ithafen

 

aynen ufuk bey düzce de kat izni 3 kat bunu 5 çıkarmaya çalışıyorlar hatta tokinin yaptıgı binalar 5 kat biz akkıllanmayız insanlar bir parça bez ile sokak ta yattıklarını unutuyorlar ne binalar yıkıldı sen nekadar saglam yaparsan yap 3 katı geçmiyeceksin

 

inegölde bile 3 kat sınırı var şehir içinde. az şehir dışına çıkınca ise 4 kata izin veriyorlar. istanbulda ise oturduğum ev 4 katlı. ama aynı sokakta 12 katlı 15 katlı binalar var. deprem durumunu falan düşünen yok herkes cebini doldurmayı düşünüyor. haa birde otopark sorunumuz var malesef. onu ise hiç mi hiç kimse düşünmüyor.

birde 99 depremi ile h.a.a.r.p. projesinin ilişkisini araştırmanızı öneririm arkadaşlar.

 

+1 :thumbup1: ben bazı yerlerde donanma komutanlığıyla ilgili birseyler okumustum

 

ben bu konuyu çok araştırmıştım. depremin merkez üssü gölcük donanma komutanlığının tam altı.

 

benım okudugum bı yazıda da öyle yazıyordu.

 

depremden önce ortaya çıkan ışık hakkında birşey okudun mu dostum.

 

:thumbup1:

 

Okumustum ama onu pek tutamadım aklımda

GT-I9300 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

 

gölcük donanma komutanlığının çok yakınında patlayan bir denizaltı diye okudum bende.

 

Ne derece dogru bilmiyorum fakat benim duydugum komutanlık tarafından o bölgedeki camilerde sabah ezanı okunmaması konusunda emir verilmiş ve imsak vaktide deprem oldu ne derece dogru ne derece yalan muamma

 

mahir abi ne kadar dogru bilmiyorum ama,17 agustos gecesi bir balo varmış donanma komutanlıgında ve bir denizaltıda da bir silah tanıtımı mı yada onun gibi bir şey oluyormuş.Amerikalı askerler vs. varmış diye okumuştum

 

Deprem olduğunda ben Gölcük te donanma sınırlarına çok yakında bir apartmanda oturuyordum.Deprem olduktan sonra bir çok söylenti bir çok safsata çıktı ortaya arkadaşlar.Ancak sabah ezanını 1989 dan deprem olana kadar ve hatta elektrik verilmeye başlandıktan sonra da hep duydum.Evimizin yakınında cami vardı,Amerikan dz altısı olsa Kavaklı sahilinden görülürdü,ya da değirmende sahilinden.Gölcüğün yerel gazeteleri ve esnaf donanma da olan tüm faaliyetleri ve özellikle de yabancı bir gemi gelip gelmediğini önceden hep duyarlardı.Gölcüğe 1992 yılından sonra hiç bir abd gemisi gelmedi diye biliyorum.Eskiden nato limanıydı gölcükteki liman.Sonra bu kapsamdan çıkartıldı.O yüzden böyle bir şey olsaydı kesin duyardık ve Gölcüğün Sesi gazetesi yazardı.Babam o gazeteye aboneydi

Gölcüğü bilenler dikkat etmiştir mutlaka;üssün çevresindeki yerleşim birimlerinde ve özellikle de Gölcük merkez de çok sayıda cami vardır.Ama ben açıkçası hiç ezan sesinin kısık sesle dahi okunduğunu duymadım.

Depremin öncesi ve sonrasını Gölcük te yaşamış bir insan olarak,hatta Gölcük te büyümüş bir insan olarak o zaman çıkan söylentilerin safsatadan ibaret olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim arkadaşlar.

 

dogrudur dediginiz fakat ezan okunmama olayı sadece o geceye mahsus verilmiş bir karar dendi hakan bey ben birde bunu cemaat sohbetlerinde duydum ki yalan oldugunu düşünmüyorum

 

Bilemiyeceğim Mahir Bey.O sabah hiç kimse sabah ezanının sesini duyamadı zaten.Hiç bir yerde elektrik yoktu.Bu durumu bilen insanların çıkardığı bir laf ta olabilir bu.Depremin bir hafta sonrasında bazı evlerin göçükleri alından kafaları domuz kafasına dönüşmüş insan cesetleri çıkarıldığını da ve bu cesetlerin donanma da çalışan ve dışarıda kirada oturanlara ait olduğunu da söyleyenler vardı.O zaman bir çok insan öldü günahı ve sevabı ile.Ölenlerin hakkında da,neyin sebep olduğu hakkında da her kafadan bir ses çıkıyordu.

Ama depremin sabahında hiç bir şey eskisi gibi değil,hiç kimsenin de ruh sağlığı bir gece önceki gibi değil di?Ayrıca bu Gölcük te olan ilk büyük deprem değil.Kokteyl var mıydı,yok muydu onu bilmem.Ama o gün bir çok düğün vardı Gölcük te.Düğünlerin çokluğu yüzünden o gece deprem oldu diyenler bile vardı.Depremin ve özellikle göçük altından çıkan insanların psikolojisinin,giyecek bir pijama,bir terlik, hatta atlet arayan insanları,tırnakları ile göçük altından anne,baba,abi,abla,teyze ,amca vb kişileri çıkarmaya çalışan insanların hem gözünden yaş akıp,hem de çaresizce yakınına seslenişini ve benimde bulduğum levye ve çekiç ile beton blokları kırmaya çalışıp;bir can kurtarır mıyım?Aşağıdan ses geliyor,ama acaba ulaşabilir miyim çaresizliğini sadece yaşayanlar bilir.
Bunu yaşamayanlar,göçük altında kalmayanlar da istediklerini düşündüler ve söylediler o zaman depremin sebebi ile ilgili.Ama tek gerçek var;ateş düştüğü yeri yaktı.Kimisi yaşadıkları yüzünden,kimisi de yaşananları anlamayacağı için o zaman çok şeyler söylediler.Söylenenlerin çoğu da psikolojik çöküntü ya da durumdan fırsat çıkarma konuşmalarıydı.O güne has bir şey oldu ise de,olmadı ise de ezanı duyanlarda duymayanlarda o gün can verdi.Maalesef o gün kimse zaten sabah ezanın okunduğunu duymadı.Gölcük ölü bir şehir gibi karanlıktı.Hiç bir yerde elektrik yoktu.Çevreyi aydınlatan tek ışık yanan Tüpraş tı.Sabah ezanı elektrik olmadığı için duyulmayan o sabah gün ağırdığında yıkıntının büyüklüğü herkesin kalbine ok gibi saplandı.Allah kimseye böyle bir felaketi yaşatmasın.O sabah duyulan tek ses insanların feryatları ve imdat çığlıklarıydı.Ve yıkıntıların derininden gelen ağlama yardım edin sesleri.Olanları Bence bırakalım yerlerinde rahat yatsınlar.Nasıl olsa herkes bir gün kendi hesabını verecek.

 

sizin yazdıklarını okuyuca o günlere gittim hakan bey allah c.c böyle fekalet yaşatmasın yukarıdada yazdım malesef deprem gerçegini unutuyoruz

 

Çok kötü günlerdi...ama çabuk unutuldu

 

Güncel :thumbup1:

 

Maşallah.:thumbup1: